İmplante cihazlar ve ticari başlık setleri geliştikçe,
gerçek dünyadaki etkileri ne olacak?
San Francisco, Kaliforniya'daki bir laboratuvarda, Ann
adında bir kadın devasa bir ekranın önünde oturmaktadır. Ekranda ona benzemek
üzere yaratılmış bir avatar var. Bir beyin-bilgisayar arayüzü (BCI) sayesinde,
Ann konuşmayı düşündüğünde, avatar onun yerine konuşuyor- hem de kendi sesiyle.
2005 yılında geçirdiği beyin sapı felci Ann'i neredeyse
tamamen felçli ve konuşamaz hale getirdi. Geçen yıl, San Francisco'daki
California Üniversitesi'nden beyin cerrahı Edward Chang, Ann'in beyninin
yüzeyine, bir zamanlar vücudunu, yüzünü ve gırtlağını kontrol eden bölgelerin
üzerine 250'den fazla elektrottan oluşan bir ızgara yerleştirdi. Ann belirli
kelimeleri konuştuğunu hayal ederken, araştırmacılar onun sinirsel aktivitesini
kaydettiler. Daha sonra, makine öğrenimini kullanarak, her bir kelimeye ve Ann'in,
eğer yapabilseydi, onları seslendirmek için kullanacağı yüz hareketlerine
karşılık gelen aktivite modellerini belirlediler.
Sistem konuşmayı dakikada 78 kelimeyle metne
dönüştürebiliyor: önceki BCI çabalarına göre büyük bir gelişme ve artık normal
konuşma için ortalama kabul edilen dakikada 150 kelimeye yaklaşıyor1. Chang,
iki yıl öncesiyle karşılaştırıldığında "gece ve gündüz gibi" diyor.
Ekip, avatarı Ann'in sesiyle konuşacak şekilde
programlayarak, Ann'in düğününde yaptığı bir konuşmanın kaydını temel aldı.
Chang, "Bu Ann için son derece duygusaldı çünkü neredeyse 20 yıldır ilk
kez gerçekten konuştuğunu hissediyordu" diyor
Bu çalışma, 2023 yılında implante edilebilir BCI'larla
ilgili heyecanı artıran birkaç çalışmadan biriydi. Bir başka çalışma2 da
sinirsel aktiviteyi daha önce görülmemiş bir hızda metne çevirdi. Mayıs ayında
ise bilim insanları, bisiklet kazasında felç olan bir adamın beyni ile
omuriliği arasında dijital bir köprü oluşturduklarını bildirdi3. Bir BCI
hareket etme niyetini deşifre etti ve bacaklarındaki sinirleri uyarmak için bir
omurga implantını yönlendirerek yürümesini sağladı.
Chang, "Çok fazla enerji var ve bu çok heyecan
verici," diyor. "Önümüzdeki beş yıl içinde gerçekten önemli bir eşiği
geçeceğimizi düşünüyorum: ilkelerin kanıtlanmasından yeni tedavilere
geçmek."
Bu alandaki şirketler de adımlar atıyor: Eylül ayında
girişimci Elon Musk tarafından kurulan nöroteknoloji şirketi Neuralink, felçli
insanları implante edilebilir BCI'nın ilk alıcıları olmak için gönüllü olmaya
davet etti.
Ancak BCI'ları ticarileştirme arayışı henüz emekleme aşamasındadır. Şimdiye kadar sistemler bireylere göre uyarlandı, ancak ticarileştirme için ölçeklendirilebilen sağlam, güvenilir ve güvenli BCI'lar gerekecek. Brooklyn, New York'taki bir BCI şirketi olan Synchron'un CEO'su Tom Oxley, "BCI kullanan her hastanın evinde bir doktora mühendisi bulunduramazsınız" diyor.
İmplante edilebilir cihazlardaki gelişmelerin yanı sıra,
giyilebilir beyin okuma cihazlarından oluşan paralel bir ticari ekosistem de
büyümektedir. Bunlar, kullanıcıların beyin faaliyetlerini- implante cihazlardan
çok daha düşük çözünürlükte- ölçerek potansiyel olarak zihinsel sağlığı,
üretkenliği veya uykuyu geliştiriyor ya da insanların bilgisayarlarla etkileşim
biçimini dönüştürüyor.
Bu gelişmeler birlikte nöroteknolojiyi yönlendirme ve düzenleme çabalarını hızlandırıyor. Örneğin bu ay, Birleşmiş Milletler'in kültür ve bilim örgütü UNESCO'ya üye devletler, bu teknolojinin kullanımına yönelik uluslararası kılavuzlar ve politika önerileri geliştirilip geliştirilmeyeceğini oylayacak.
İlerleme manşetlere çıktıkça, büyük iddialar da eksik
olmuyor. San Francisco'daki tüketici hedefli biyoinformatik şirketi EMOTIV,
ekibini "insan deneyiminin kod çözücüleri" olarak tanımlıyor. Musk
2020'de podcaster Joe Rogan'a Neuralink'in BCI'sının "prensipte beyinde
yanlış olan neredeyse her şeyi düzeltebileceğini" söyledi.
Chang, "Daha fazla konuşmaya ihtiyacımız var"
diyor ve ekliyor: "Abartıyı azaltmaya ve gerçekten ilgili olan şeylere
odaklanmaya çalışmalıyız."
Beynin şifresini çözmek
İster implant ister başlık-set olsun, tüm beyin okuma
teknolojileri aynı temel prensiplerle çalışır: konuşma veya dikkat gibi bir
işlevle ilişkili sinirsel aktiviteyi- genellikle elektriksel aktivite-
kaydederler; bu aktivitenin ne anlama geldiğini yorumlarlar ve harici bir
cihazı kontrol etmek için kullanırlar veya sadece kullanıcıya bilgi olarak
sunarlar.
İmplante BCI'lar, harici olanlara kıyasla bilgi açısından
daha zengin beyin sinyallerini kaydeder. Ancak bu deneysel cihazların yalnızca
potansiyel klinik faydaların, örneğin beyin hasarı veya enfeksiyon risklerinden
daha ağır bastığı kişiler tarafından kullanılması amaçlanmaktadır. Sadece
yaklaşık 50 kişi bu tür implantları uzun süreli olarak kullanmıştır.
Kafa derisine takılan çoğu cihaz, kafatasından geçen küçük elektrik alanlarını tespit etmek için elektroensefalografi (EEG) adı verilen yaygın bir yöntem kullanır ve beynin önemli hacimlerine yayılmış milyonlarca nöronun ortalama ateşlemesini yansıtır.
EEG, epilepsi ve uykuyu izlemek için klinik olarak ve bir
dizi beyin fonksiyonunu incelemek için laboratuvarda rutin olarak
kullanılmaktadır. Ticari çabalar, odaklanma, sakinlik, ajitasyon ve uyuşukluk
gibi psikolojik durumları izlemek için EEG sinyallerini kullanmaya
odaklanmaktadır.
Tüketiciyi hedefleyen şirketler henüz bir 'katil uygulama’-
satışları büyük ölçüde artıracak kadar cazip bir uygulama- yaratamadı. Ancak
implante edilebilir cihazlar için çekici bir uygulama açıktır: felçle yaşayan
insanlara iletişimi veya özerkliği geri kazandırmaya yardımcı olmak.
İmplantların iyileştirilmesi
Çeşitli şirketler implante BCI'lar geliştirmekte ve
ticarileştirmektedir. Kliniğe en yakın beş ABD şirketi bulunmaktadır:
Neuralink; Synchron, Salt Lake City, Utah'ta Blackrock Neurotech; Austin,
Texas'ta Paradromics ve Manhattan, New York'ta Precision Neuroscience. Çin de
bu alana büyük yatırım yapmakta ve Avrupalı şirketler ortaya çıkmaktadır.
Blackrock Neurotech, Paradromics ve Neuralink, tek tek
nöronlardan kayıt yapmak için beyin korteksine nüfuz eden elektrot sistemleri
geliştirdi. Paradromics'in CEO'su Matt Angle, akademik araştırmaların ne kadar
çok nörondan kayıt yapılırsa, düşüncelerin o kadar doğru ve hızlı bir şekilde
deşifre edilebileceğini gösterdiğini söylüyor.
Blackrock Neurotech ve Paradromics'in arayüzleri yüzlerce
sert, düz elektrottan oluşan ızgaralardır ve tek bir kişiye birden fazla dizi
implante edilebilir. Blackrock Neurotech'in dizisi ilk kez 19 yıl önce bir
kişiye uzun süreli olarak implante edildi4 ve o zamandan beri BCI
araştırmalarının dayanak noktası oldu. Paradromics'in dizisi koyunlar üzerinde
test edilmektedir.
Neuralink'in implantı -şimdiye kadar maymunlarda test edildi- çok sayıda uzun, esnek polimer iplikten oluşuyor. Bunlar çok sayıda kayıt bölgesi içeriyor ve sert elektrot dizilerine kıyasla korteksin daha derinlerine yerleştiriliyor.
Buna karşılık Synchron ve Precision Neuroscience, Chang'in
çalışmasında olduğu gibi beynin yüzeyine yerleştirilen elektrotlar kullanıyor.
Precision Neuroscience'ın kurucu ortağı Ben Rapoport, "Tüm felsefemiz,
beyne zarar vermeyen elektrotların minimal invaziv olarak yerleştirilmesi
etrafında şekilleniyor" diyor. Bu, elektrotların kolayca çıkarılabilmesini
de içeriyor" diyor.
Synchron'un BCI'ı sadece 16 elektrot içeriyor ve daha fazla
bant genişliği peşinde koşma eğilimine karşı çıkıyor. Stentrot olarak
adlandırılan bu cihaz, kan damarı stenti ve elektrot dizisinin bir melezidir.
Cihaz, beyin cerrahisi olmadan, kişinin hareket etme niyetini formüle eden
bölge olan beynin motor korteksinin altında yer alan kan damarına oturana kadar
şah damarından yukarı doğru itilerek implante edilir.
Stentrotun düşük bant genişliği düşünceleri çözemez, ancak
kullanıcıların bir akıllı telefonu kontrol etmesini sağlar- potansiyel olarak
dönüştürücü bir özerklik kazanımı5. Oxley, "Neyi optimize edeceğinizi
seçmek zorundasınız" diyor.
Bu şirketler, aralarında erken aşama klinik faaliyetler için
bir kovan oluşturuyor. Bu yıl, Neuralink'in cihazının insan deneylerine
başlamasına izin verildi; Precision Neuroscience elektrotlarını ilk kez
insanlarda test etti (beyin tümörlerini çıkarmak için yapılan operasyonlar
sırasında 15 dakika boyunca kayıt yaptı). Ve beş şirket de ABD Gıda ve İlaç
Dairesi'nden (FDA) klinik onaya giden hızlandırılmış bir yol olan çığır açan
cihaz statüsü kazandı.
Synchron potansiyel olarak onay almaya çok yakın. Bu yıl,
onuncu ve son gönüllü, şirketin ağır felçli kişilerin Synchron'un sistemini
evde kullandığı ilk fizibilite çalışmalarına katıldı. Eylül ayında şirket, yeni
implante edilmiş stentrode cihazı olan bir kişinin Synchron personelinden
yardım almadan BCI'yı kurmak için yazılım talimatlarını takip etmesini sağlama
hedefine ulaştı. Diğer dört şirket önümüzdeki yıllarda fizibilite denemelerine
geçmeyi umuyor.
İngiltere'deki Oxford Üniversitesi'nde mühendis olan
(Synchron'a danışmanlık yapan) Tim Denison, 20 yıldır nöroteknoloji alanında
çalışıyor ve genellikle nöropsikiyatrik rahatsızlıkların tedavisi olarak beyin
stimülasyonuna odaklanıyor. Denison, beyin okumadaki ilerlemelerin, cihazların
hastalığın imzalarını veya iyileşme belirtilerini belirleyebilmesi halinde,
terapötik stimülasyonun yönlendirilmesinde büyük bir fark yaratabileceğini
söylüyor.
Ancak Denison'ın uzun deneyimi onu temkinli olmaya itiyor.
Bazı durumlarda, "Çok büyük umutlarım vardı ve teknoloji
gerçekleşmedi" diyor ve ekliyor: "Bu çok alçakgönüllü bir
durum."
Cihazları güvenilir, uygulanabilir ve uygun fiyatlı hale
getirmenin, başarıları için bilimsel ilerlemeler kadar önemli olduğunu
vurguluyor. Denison, dünya çapında beyin cerrahlarının azlığı göz önüne
alındığında, Neuralink'in yaptığı en önemli şeylerden birinin, cihazını cerrahi
olarak implante eden bir robot yaratmak olduğunu söylüyor.
Tüketici odaklılık
İnvaziv olmayan tüketici beyin okuma başlık geliştiricileri
farklı bir dizi engelle karşı karşıyadır. Mevcut ticari ekosistem birkaç küçük,
nispeten köklü şirket, düzinelerce start-up ve büyük teknoloji şirketlerindeki
çeşitli araştırma departmanlarından oluşmaktadır.
Kuzey Carolina, Durham'daki Duke Üniversitesi'nde bu alanda uzmanlaşmış bir hukuk akademisyeni olan Nita Farahany, tüketici nöroteknolojisinin üç büyük sınırlaması, aldıkları biçim, sundukları uygulamalar ve bunlardan elde edebileceğiniz sinyalin kalitesi olmuştur" diyor.
Kontrollü laboratuvar koşullarında bazı başarılara rağmen,
EEG kullanıcıların düşüncelerini çözemez. Her ne kadar bazı ürünler- özellikle oyunlarda-
harici teknolojiyi kontrol etmek için EEG kullansa da bu şu anda oldukça yavaş
ve zahmetli bir süreçtir.
EEG, bir kişinin psikolojik durumu hakkında genel bir
gösterge vermekte daha iyidir. Uyku veya odaklanmış çalışma gibi farklı
durumlarda nöronal ateşleme, farklı frekanslarda salınım dalgaları halinde
birleşme eğilimindedir. Örneğin uyku, yavaş delta dalgaları ile tanımlanır;
gevşeme, ara teta dalgaları ile ilişkilidir ve dikkat daha hızlı alfa dalgaları
ile tanımlanır.
Birçok uygulama, kullanıcıların beyin durumlarını
değiştirmelerine yardımcı olmak için- bir tür arayüz aracılığıyla- bilinçli
olarak farkında olmalarını sağlamayı amaçlamaktadır.
Birçok şirket, kullanıcıları daha derin meditatif durumlara
yönlendirdiğini veya insanların daha odaklanmış ve daha üretken durumlara
girmelerine yardımcı olduğunu söyledikleri kafa bantları, başlık setleri gibi
EEG algılama ürünleri sunmaktadır. 2022 yılında Liverpool Futbol Kulübü,
merkezi Potsdam'da bulunan Alman nöroteknoloji şirketi Neuro11'in, kulübün
oyuncularının stresli durumlarda sakin ve odaklanmış durumlara ulaşmayı
öğrenmelerine yardımcı olduğunu ve performanslarını artırdığını duyurdu- ancak
araştırmacılar bu tür müdahalelerde büyük plasebo etkileri olabileceği
konusunda uyarıyor.
Bazı ürünler, bir kişinin zihinsel durumunu değiştirme
umuduyla beyin dalgalarını doğrudan manipüle etmeyi amaçlıyor. İngiltere'deki
Newcastle Üniversitesi'nde nörobilimci olan Andrew Jackson, kullanıcının
EEG'sini kaydeden bir algoritma kullanan ve gerçek zamanlı olarak beyin
aktivitesini yönlendirerek rahatlama ya da odaklanma sağlamayı amaçlayan
sentetik müzik üreten bir start-up şirketi olan Neudio'nun kurucu ortağıdır.
Diğer şirketler de örneğin uyku kalitesini artırmak için benzer yaklaşımlar
kullanıyor.
Ancak Farahany bu teknolojinin başka kullanımlar için de
yaygınlaşacağından şüpheleniyor. "Bence nöral arayüzleri gerçekten
yaygınlaştıracak olan şey, bunların mevcut çevresel cihazların yerini alması ve
sanal gerçeklik ve artırılmış gerçeklikte kullanılmasıdır."
Farahany, Meta ve Apple gibi şirketlerin, örneğin göz izleme
teknolojisini içeren başlık setlerini piyasaya sürdüğünü ve bunun daha
etkileyici bilgisayar deneyimlerine doğru bir geçişin habercisi olduğunu
söylüyor. Temmuz ayında Apple, Airpods adı verilen başlık setlerine EEG
sensörleri yerleştirmek için patent aldı.
Tüketici cihazlarının kaydedebileceği EEG sinyallerinin kalitesi-
özellikle de kullanıcı hareket halindeyken- ve bunun uygulamaları nasıl
sınırlayacağı konusunda önemli sorular devam etmektedir. Ancak bu teknolojiler,
kişisel bilgisayar deneyimlerini geliştirmenin yeni yollarından daha fazlası
anlamına gelebilir. Bir kişinin beyin verilerinin- ve hatta zihinsel mahremiyetinin-
metalaştırılıp metalaştırılmayacağına dair soruları gündeme getiriyorlar.
Satılık Sığınak
Beyin okuyan nöroteknolojiler hız kazandıkça, etik uzmanları
ve düzenleyiciler bu cihazların ne gibi benzersiz riskler oluşturduğunu giderek
daha fazla soruyor. "Beyin vücudun herhangi bir organı değildir; insan
zihnini oluşturan organdır. Burası kimliğimizin sığınağı olmalıdır," diyor
New York'taki Columbia Üniversitesi'nde nörobilimci olan Rafael Yuste.
"Bunu korumanız gerekir, öylece girip beyin verilerini bankaya yatırmaya
ve satmaya başlayamazsınız."
İmplante tıbbi teknoloji etik sorunlar yaratabilir. Örneğin,
yapay zekâ (AI) yazılımının kullanıcıların beyin faaliyetlerini kararlara
dönüştürmeye yardımcı olduğu göz önüne alındığında, kullanıcıların failliği ve
suçluluğuna ilişkin sorular vardır. Ayrıca, implantlarının üreticisinin
faaliyetlerini durdurması halinde insanlara ne olacağı da belirsizdir. Ancak
genel görüş, mevcut tıbbi düzenlemelerin teknoloji geliştirme ve kullanımına
büyük ölçüde rehberlik edebileceği yönündedir. Ancak Farahany, tüketici cihazları
için mevcut düzenlemelerin endişe verici boşluklar bıraktığını söylüyor.
Farahany, Mart ayında piyasaya çıkan The Battle for Your
Brain (Beyniniz İçin Savaş) adlı kitabında, Çin'de ABD'li yazılım şirketi
BrainCo tarafından üretilen EEG setleri kullanılarak okul çocuklarının
dikkatinin nasıl izlendiğini ve birçok ülkede bazı işverenlerin çalışanlarını
nasıl izlediğini anlatıyor. Etik kurallar duruma göre değişmektedir: bu tür bir
izleme uzun yol sürücülerinin ne zaman uykulu hale geldiğini fark etmek için
değerli olabilir, ancak işverenler teknolojiyi çalışanların konsantrasyon seviyelerini
denetlemek için kullanırsa daha da zorlaşır.
Eleştirmenler, EEG'nin bireylerin özel düşüncelerini ortaya
çıkarma kabiliyeti hakkında ortaya atılan bazı iddiaların abartıldığını ve
insanların çevrimiçi davranışlarından toplanan verilerin çok daha açıklayıcı
olduğunu savunuyor. Ancak Yuste, açık davranışlar ile özel zihinsel faaliyetler
arasında kesin bir çizgi çiziyor. Yapay zekâ çözümleme ve invazif olmayan
donanımdaki hızlı gelişmelerin "zihinsel mahremiyetiniz için mücadeleyi
çok daha acil hale getirdiğini" söylüyor.
Yuste ve Farahany, vatandaşları nöroteknolojilerin kötüye
kullanımına karşı korumak için mevcut insan hakları anlaşmalarının
güncellenmesi gerektiğini düşünüyor. Yuste, zihinsel mahremiyeti koruyacak,
kişiliği değiştiren manipülasyonları önleyecek ve nöroteknolojinin arkasındaki
algoritmalardaki önyargılara karşı koruma sağlayacak, nörorights olarak
adlandırılan yeni bir hak sınıfını savunuyor.
Farahany daha geniş bir 'bilişsel özgürlük' hakkını savunmaktadır-
hem nöroteknolojiden hem de insanların zihinlerini ve davranışlarını manipüle
edebilecek bir dizi dijital teknolojiden korunma.
Çok sayıda kuruluş nöroteknolojinin nasıl düzenlenmesi
gerektiğini araştırıyor. UNESCO, Ekonomik İş birliği ve Kalkınma Örgütü ve
Birleşik Krallık Düzenleyici Ufuklar Konseyi 2019'dan bu yana birer tavsiye
veya rapor yayınladı. Bu ay UNESCO'da yapılacak oylamada, kurumun nöroteknoloji
yönetişimi için kapsamlı bir uluslararası çerçeve oluşturup oluşturmayacağına
karar verilecek.
Ancak etikçiler nihayetinde ilkelerin yasalarda yer aldığını
görmek istiyor. Çözümlerden biri uluslararası insan hakları anlaşmalarını
değiştirmek; BM'nin insan hakları konseyi Ağustos ayında nöroteknolojiyi
görüşmek üzere toplandı.
Şili şu anda sinir haklarını koruyan mevzuata sahip tek
ülkedir. 2021 yılında, nöroteknolojinin sorunlu kullanımlarına karşı koruma
sağlamak için anayasasını değiştirdi. Bu yıl, nöral hakları en çok savunan
senatör olan Guido Girardi, EMOTIV'e, cihazlarından birini ithal edip
kullandıktan sonra ülkenin nöral veri toplama ve kullanma kurallarını ihlal
ettiği gerekçesiyle Şili Yüksek Mahkemesi'nde başarılı bir şekilde dava açtı.
Başka yerlerde Brezilya, Meksika, İspanya ve Avustralya
hükümetleri nöroteknoloji için nasıl mevzuat oluşturabileceklerini
tartışıyorlar.
Farahany, sosyal medya ve yapay zekayı düzenleme
girişimlerinin aksine- ki bu girişimler ancak bu teknolojiler büyük ölçekte
kullanılmaya başlandıktan sonra gerçekleşmiştir- nöroteknoloji hakkındaki
konuşmaların, bu teknolojinin patlama noktasından önce gerçekleşiyor olmasından
memnun. "Uluslararası alanda insanlar bu işi doğru ve etik bir şekilde
yapmayı önemsiyor gibi görünüyor."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder