Amyotrofik lateral sklerozun (ALS) klinik belirtileri hastalık başlangıç yaşı, başlangıç yeri, semptomların ilerlemesi, motor nöron tutulumu ve bilişsel ve davranışsal değişikliklerin ortaya çıkması açısından değişkendir.
Genetik arkaplan ALS fenotipinin anahtar belirleyicisidir.
Hastalığın mortalitesi, etkilenen nüfusun atalarının kökeni ile de değişir ve çevresel faktörlerin en azından bazı kohortlarda ALS ile ilişkili olması muhtemeldir.
Hastalık heterojenliği muhtemelen farklı patojenik mekanizmaların varlığı ile desteklenir.
Çeşitli ALS hayvan modelleri, hastalığın nöropatolojik veya genetik yönlerinin heterojenliği hakkında bilgilendirici olabilir ve yeni terapötik müdahalenin gelişimini destekleyebilir.
Gelişen biyobelirteçler, farklı genotiplerin ve fenotiplerin tanımlanmasına katkıda bulunabilir ve hayvan modellerindeki genotipik ve fenotipik farklılıkların, insanlarda ALS'nin heterojenliğinin daha iyi bir tanımını sağlayıp sağlamayacağını araştırmak için kullanılabilir.
Bunlar nörofilamentler, periferal kan mononükleer hücreleri, hücre dışı veziküller, mikroRNA ve görüntüleme bulgularını içerir.
Bu biyobelirteçler, sadece hastalığın gelişimini değil, aynı zamanda sağlam validasyonun gerekli olmasına rağmen, ilerlemedeki değişkenliği tahmin edebilir.
İnsan ALS'nin heterojenliğini modellemede ümit verici bir ilerleme alanı, insan kaynaklı pluripotent kök hücre (iPSC'ler) kaynaklı motor nöronların kullanımı ile temsil edilir.
Her ne kadar iPSC'lerin çeviri değeri belirsiz kalsa da, bu model, kişiselleştirilmiş bir tıp stratejisine doğru ilk adım olarak sporadik ALS'nin heterojenliğini çoğaltma perspektifinde caziptir.
https://www.tandfonline.com/doi/abs/10.1080/21678421.2020.1779298?journalCode=iafd20
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder