Yasal Uyarı
25 Aralık 2022 Pazar
Kış geliyor
21 Aralık 2022 Çarşamba
Bakteri filtresi, HME filtre
2.Konu ise; Eğer "Isıtıcı nemlendirici" kullanmıyorsanız mutlaka solunum devresi ve deve boynu (Kateter mount) arasına "HME filtre, kalın olanlardan" takın, nemlendirme etkisi yapması için.
Deve boynu ve HME filtre için değişim süresininde en fazla 3 gün olması gerektiğini düşünüyorum.
Bütçe sıkıntı değilse,her gün değişim olsa ne güzel olur tabi.
Fatih Şen,
19 Aralık 2022 Pazartesi
Amerika'da ALS hastaları yeni ilacın 158 bin dolarlık fiyat etiketiyle mücadele ediyor
WASHINGTON (AP) — Becky Mourey, Lou Gehrig hastalığı için deneysel bir ilacı onaylaması için iki yıl boyunca Gıda ve İlaç Dairesi'nin (FDA) kapısını aşındırdı.
Hasta savunucuları nihayet bir sonuç alana kadar Relyvrio'yu savunmak için Kongre üyelerine ve sağlık düzenleyicilerine gitti .
Eylül ayında Relyvrio, ABD'de ALS için onayla üçüncü ilaç oldu. Ancak birkaç ay önce Relyvrio'nun onayını kutlayan hastalar ve doktorlar, şimdi ABD sağlık sisteminin getirdiği engellerle mücadele ediyor.
Onların serüveni, özel ilaçların artan maliyeti ve sigorta şirketlerinin onları denemek ve kontrol etmek için yarattığı karmaşık sistemleri hakkında bir ders niteliğindedir.
Sigorta kapsamına sahip hastalar, ilaç üreticisi Amylyx Pharmaceutical tarafından belirlenen yıllık 158.000 $ fiyat etiketinin sigorta gecikmelerini veya reddini ve bazen de cepten yapılan fahiş harcamaları körüklediğini söylüyor
Mourey'nin sigortacısı başlangıçta Relyvrio'yu sigortalamayı reddetti, ancak yedi hafta sonra çevrimiçi baskıdan sonra - Mourey ve diğer ALS savunucularının sosyal medya gönderileri de onucunda geri döndk zorunda kaldı.
Eski bir müzik öğretmeni olan ve artık göz izleyici bir konuşma bilgisayarı kullanarak iletişim kuran 58 yaşındaki Mourey, "Amylyx'in fiyatı çok yüksek" dedi. "Fiyatı yarıya indirebilirler ve yine de büyük bir kâr elde edebilirler."
Relyvrio sigortalı olduğu zaman bile, bazı hastalar ayda 1.000 ila 4.000 ABD Doları arasında ek ödeme yapmak zorunda kalacaklar.
Bu hastalardan farklı olarak Mourey'ler, şirket tarafından yönetilen Medicare ve Medicaid kapsamının bir kombinasyonu nedeniyle ek ödemelerden muaf tutuldu.
Bazı ALS hastaları özel planlar tarafından karşılanırken, diğerleri Medicare gibi programlar aracılığıyla devlet tarafından sigorta kapsamına alınmıştı.
Her iki durumda da, hastalar ve doktorları, sigortacılar pahalı yeni bir tedavi için ödeme yapmadan önce durumlarını belgelemek için külfetli gereksinimlerle karşı karşıya kalabilir. Ek olarak, birçok sigorta şirketi hastalardan eczane maliyetlerinin bir yüzdesini ödemelerini ister. Pek çok ilaç üreticisinin tedavisi zor hastalıklar için onaylanan ilaçlar için şu anda 100.000 dolardan fazla ücret talep etmesiyle, %5'lik bir katkı payı bile karşılanamaz hale gelebilir. Eğilim, ilaç endüstrisini ABD'de giderek daha fazla popüler olmayan bir hale getirdi.
İlaç üreticileri, fiyatlarının FDA onayını almak için gereken maliyetli klinik araştırma yıllarını yansıttığını söylüyor.
Amylyx, Relyvrio kapsamındaki gecikmelerin normal olduğunu çünkü birçok sigorta şirketinin ilaç için poliçelerini yazmaya devam ettiğini söyledi. Şirket ayrıca, sigortasız kişilere ilacı ücretsiz olarak sağlamak ve yardım almaya hak kazananlar için ek ödemeleri karşılamak için çok sayıda program olduğunun altını çizdi.
Relyvrio'nun fiyatını etkileyen sorunlar, uzun süredir ABD sağlık maliyetlerini yükseltmekle suçlanan endüstri uygulamalarını öne çıkarıyor: ilaç üreticileri, eski bileşenlerin yeni kombinasyonlarının patentini alabilir ve ardından piyasanın katlanacağı fiyat ne olursa olsun talep edebilir.
Sigortacılar, ekstra inceleme engelleriyle yanıt verdi. Bu gecikmeler, yürüme, konuşma ve yutkunma gibi aylık fonksiyon kaybıyla ölçülen ALS hastalarına ağır bir yük getirir
Massachusetts, Hopkinton'daki evlerinde karısına tam gün bakan Jim Mourey, "Bu çok sayıda ret mektubu almak sadece stresli ve ağırlaştırıcı" dedi.
Relyvrio, iki eski bileşeni birleştiren toz bazlı bir formülasyondur: karaciğer bozuklukları için reçeteli bir ilaç ve geleneksel Çin tıbbında kullanılan ve Amazon.com'da günlük arzı yaklaşık 1 ABD doları olan bir takviyedir.
Sigortacılar, tıbbi kullanım için onaylanmadığından ALS hastalarının reçeteleri için genellikle ödeme yapmazlar. Ancak bazı hastalar, bunu karşılamak için planlarını yaptı veya özel eczanelerde ayda 600 dolardan daha düşük fiyatlı sürümler buldu. Bu, bazı hastaların iki bileşenini ayrı ayrı alarak yeni ilaca ulaşmanın bir yolunu buluyor.
Analistler, Relyvrio'nun 2024 yılına kadar Amylyx için yıllık 450 milyon dolarlık satış elde etmesini bekliyor. Bu ilaç, şirketin ilk ürünü.
İlaç fiyatlandırmasını analiz eden bir grup, Relyvrio için adil bir fiyatın yılda 9.100 ila 30.700 dolar arasında olacağını söyledi . İlaç, hasta anketlerine dayalı olarak ALS'nin ilerlemesini yavaşlatmada bir miktar etkinlik gösterdi. Amylyx, hayatta kalma süresini uzatıp uzatmadığı ve etkinliği hakkında uzun süredir devam eden soruları yanıtlamak için daha büyük bir çalışma yürütüyor .
63 yaşındaki Layne Oliff, Medicare planından teminat isteyip istemeyeceğine henüz karar vermedi. Federal program kapsamında, cepten maksimum değerine ulaşmadan önce Relyvrio için muhtemelen 7.400 $ ek ödeme borcu olacaktır. Bu, 600 doların üzerindeki aylık hastalık destek ücretlerinin üstünde.
Health Canada, ALS için Masitinib Hakkında Daha Fazla Veriye İhtiyaç Duyuyor, İncelemeyi Durduruyor
AB Science'ın ajansın işe devam etmesi için eksiklik bildirimini yanıtlaması için 90 günü var
Health Canada, amyotrofik lateral skleroz (ALS) için potansiyel bir ek tedavi olan masitinib ilacına onay vermek için verileri incelemeye devam ederken, ilaç hakkında daha fazla bilgi istedi. Health Canada tarafından yayınlanan eksiklik bildirimine yanıt vermek için Masitinib'in geliştiricisi AB Science'ın 90 günü var.
Masitinib, ALS'de iltihaplanmaya neden olan belirli bağışıklık hücrelerinin işlevi için gerekli olan bir enzim olan tirozin kinazın aktivasyonunu bloke eden oral bir ilaçtır. Bu hücreleri baskılayarak, tedavinin hastalığın ilerlemesini yavaşlatması ve ALS semptomlarını hafifletmesi bekleniyor.
Tedavinin ikinci kez şartlı onay için hazır olduğuna dair benzer bir başvuru, Avrupa Birliği'nde inceleniyor.Kabul edilirse ilaç, Avrupa'da Alsitek markası altında satılacak.
Başvurular, 48 hafta boyunca (yaklaşık bir yıl) Rilutek (riluzol) ile kombinasyon halinde iki doz masitinib'i bir plaseboya karşı test eden AB10015 Faz 2/3 klinik çalışmasından (NCT02588677) elde edilen verilerle destekleniyor.
Çalışmaya 394 ALS hastası alındı.
Sonuçlar, masitinib'in yüksek dozunda (4,5 mg/kg) artı Rilutek'in hastalığın ilerlemesini önemli ölçüde yavaşlattığını — %27 oranında — "normal" hastalık ilerlemesi olarak tanımlanan, aylık ALSFRS-R düşüş oranının 1,1 puandan az olarak tanımlandığı, Tek başına Rilutek ile kıyaslandığında denemenin ana etkinlik hedefini karşılıyor
Daha hafif hastalığı olan hastalara verilen bu kombinasyon aynı zamanda sağkalımı iki yıldan fazla uzatarak ölüm riskinde %44'lük bir azalmaya karşılık geldi.
AB19001 (NCT03127267) adlı bir Faz 3 denemesi, bu sonuçları daha büyük bir ALS hasta grubunda doğrulamak için devam etmektedir: son iki yıl içinde teşhis edilmiş, hafif ila orta derecede işlevsel bozukluğu olan 495'e kadar yetişkin katılımcılar, yaklaşık bir yıllık deneme süresi boyunca her biri Rilutek ile kombinasyon halinde verilen 4,5 mg/kg dozda masitinib, 6 mg/kg masitinib veya bir oral plasebo grubuna rastgele atanmıştır.
Kalple ilgili yan etki endişeleri nedeniyle bir duraklamanın ardından, kalp sağlığının daha yakından izlenmesini içeren protokol değişiklikleriyle hasta kaydı yeniden başladı. Faz 3 denemesinin ana hedefi, masitinibin hastalığın ilerlemesini yavaşlatıp yavaşlatamayacağını belirlemektir; ikincil ölçümler arasında yaşam kalitesi, solunum fonksiyonundaki ve kas gücündeki değişiklikler ve hayatta kalma yer alır.
Bu çalışmanın Aralık 2023'te sonuçlanması bekleniyor.
15 Aralık 2022 Perşembe
ALS hastasının sahte tedavilerle mücadelesi
Sevgili Dostlar,
Son günlerde tv ve sosyal medyada ALS hastalığını tedavi ettiğini iddia eden bir şahıs görüyoruz. Bu şahıs Türkiyede yaşayan als, otizm, alzheimer gibi çaresiz hastalara bir sözde tedavi pazarlıyor. Üstelik devlet televizyonu bile buna alet oluyor. ALS hastalığı ile ilgili bu sözde tedavinin hiçbir bilimsel dayanağı yok.
Uzak durun!
Maddi durumunuz iyi ise bir ALS hastamızın elektrik faturasını ödeyin, çocuğuna burs verin, bir bilgisayar hediye edin.
ALS (Amiyotrofik Lateral Skleroz) gibi henüz nedeni ve tedavisi bilinmeyen hastalıklarla yaşayanlar için "umut" çok önemli. Yaşamda bugünü yarına bağlayan umuttur.
Tedavisiz bir hastalık ile yaşarken her bilgi kırıntısında şifa arıyoruz.
Bu durumdaki bizler haliyle suistimallere açık bir grubuz
Hasta, yakını, eczacı, bitkisel ürün satıcıları, medikal firmalar pek çok ürün pazarlıyor. Televizyon, sosyal medya, aktarlar, marketler eczaneler hatta doktor!lar, ilaç olmayan ürünleri pazarlıyorlar.
Dileyen dilediği yolu seçebilir. Burada yıllardır benzer öyküleri okuyor, paylaşıyoruz. Yeni teşhis almış hastalar veya yakınları çaresizlik içinde şifa arıyorlar. İlk kez duyduğu her tedavi haberinde doğal olarak heyecanlanıyorlar. Bunları çoğumuz deneyimledik, umut bağladık. Umutsuz yaşanmıyor..
Bir tedavi yöntemi konusunda karar vermeden önce şunları dikkatle gözlemlemenizi öneririm:
1- Tedavi pahalı mı?
Muhtemelen yarar görmezsiniz. Çünkü dünyanın sayılı zenginleri arasında da ALS hastaları var. Bu tür çok pahalı sunulan tedaviyi satın alacak insanlar var. Ne yazık ki iyileşen varlıklı bir ALS hastası yok.
2- El altından mı sızdırılıyor? Yeraltı, merdiven altı mı?
Lütfen 1 numarayı okuyun.
3- Ben para pul istemem Allah rızası için yardımcı olabilirim diyen kimseler:
Halk arasında otçu, otacı, ırıklayıcı, şifacı, şifa ocağı gibi geleneksel yöntemler binlerce yıldır denenmiştir. Pek çoğu, çaresizlik içinde olan hasta boş dönmesin, umudu kırılmasın diye bildiklerini uygular. Huzur bulabilirsiniz ama iyileşen, şifa bulmuş ALS hastası olmaz.
4- Allah bana yetenek verdi, ben bu işin sırrını göklerden aldım diyen kimseler:
Muhtemelen akıl hastasıdır. Size vereceği zarardan bihaber, kendisinde insanüstü yetenekler olduğuna inanır, inandırır. Zaman, iş güçten olursunuz. Dikkat edin müridi olmak işten bile değildir. Hoca uçmaz müridi uçurur derler.
5- Ben bu işi Uzakdoğu’da öğrendim. Ustalarım Budist, Şintoist, Taoist, Falun Dafa, şifacı, holistik healer vs. diyenler çok ilgi çekerler. Modern insanın klasik tıp içinde sıkışmış olduğu söylemi ile başlarlar. Yeni bir ruhsal yolculuk vaadiyle profesyonelce sizi yönetirler. Paranın önemsizliğinden dem vurup kendileri zengin olurlar. Zaman ve paranızdan ve hatta inancınızdan olursunuz. Bu grupta da dikkat edin müridi olmak işten bile değildir.
6- Her şeyin kutsal kitaplarda yazdığını, iyi bir inanan olursanız hastalığınızın şifasını bu yolla bulabileceğinizi telkin edenler vardır. Bu tür yolculukta ruhsal açıdan acılar, travmalarla dolu bir yoldan gidilir. Bedensel iyilik olmasa da iyi bir münzevi yaşam sürdürülebilir. Yalnızlaşma ve gerçek dünyadan sevdiklerinizden kopma riski çok yüksektir.
7- Hiçbir dini veya felsefi dayanağı olmayan bazı kerameti kendinden menkul hoca lakaplı fırsatçılar, "sende nazar var, büyü var, malında haram var, eşin sana kötülük yapıyor, düşmanların var" vs. gibi telkinlerle olaya el koyar. Son kuruşuna kadar acımasızca elinizden alırlar. Hastanın aklı başında, sağduyu sahibi yakınlarını hastayla görüştürmez, inanılmaz senaryolar yazar ve inandırırlar. Hasta ve yakınları büyük bir karanlığa düşerler. Bazen hasta, giderek yalnızlaşır, yoksullaşır.
8- Her derde deva tedaviler: Lazer, quantum, son teknoloji, nasıl çalıştığı belli olmayan, etki mekanizması belli olmayan, gerçekten işe yaradığına inanmış ve inandırıcı yöntemler kullanan, insan vücudunu bilmeyen, saygı duymayan sözde tedavi öneren şahıslar. Elinde çekiç olan her yerde çakılacak çivi ararmış.
ALS öyle bir hastalık ki bütün yolları kişisel olarak deneyecek vakti, fırsatı vermiyor.
Bilimsel metodoloji, elimizdeki en güvenilir rehber.
Sağlıcakla
11 Aralık 2022 Pazar
GEN MUTASYONU NEDİR? SOD1 MUTASYONLU ALS
02.11.2022
Mutasyon nedir?
Mutasyon; DNA dizilerinde (“Genom”), meydana gelen kalıtsal değişiklerdir.
• Mutasyon; gen ürünü olan protein yapısında değişikliğe ya da o proteinin hiç yapılmamasına neden olabilir.
• Mutasyon; hücre veya organizmada kısmi bozukluklara neden olabilir.
Genom nedir?
Genom, bir kalıtım birimi. Bir organizmanın kalıtım materyalinde bulunan genetik şifrelerin tamamını simgeler. Bir canlının gen ve kromozomlarındaki “genetik materyale” verilen addır.
Mutasyona uğramış organizma ya da hücreye MUTANT denir.
Görünüş, fizyolojik işlemler veya davranışlardaki farklılıklar ile yabani=mutasyona uğramamış organizmalardan ayırt edilirler.
Deoksiribo nükleik asit veya kısaca DNA, tüm organizmaların ve bazı virüslerin canlılık işlevleri ve biyolojik gelişmeleri için gerekli olan genetik talimatları taşıyan bir nükleik asittir. DNA’nın başlıca rolü bilgiyi uzun süre saklamasıdır. Protein ve RNA gibi hücrenin diğer bileşenlerinin inşası için gerekli olan bilgileri içermesinden dolayı DNA; bir kalıp, şablon veya reçeteye benzetilir. Bu genetik bilgileri içeren DNA parçaları gen olarak adlandırılır. Bazı DNA dizilerinin yapısal işlevleri vardır (kromozomların şeklini belirlemek gibi), diğerleri ise bu genetik bilginin ne şekilde (hangi hücrelerde, hangi şartlarda) kullanılacağının düzenlenmesine yararlar.
DNA nedir?
DNA’nın çift sarmal omurgası boyunca bazların (Adenin- timin- guanin -sitozin) oluşturduğu dizi, genetik bilgiyi kodlar. Protein sentezi sırasında bu bilgi, genetik kod aracılığıyla okununca proteinlerin amino asit (Proteinlerin yapıtaşları) dizisini belirler. Bu süreç sırasında DNA’daki bilgi, DNA’ya benzer yapıya sahip başka bir nükleik asit olan RNA’ya kopyalanır. Bu işleme transkripsiyon denir.
Hücrelerde DNA, kromozom olarak adlandırılan yapıların içinde yer alır.
RNA nedir?
Ribonükleik asid (RNA), bir nükleik asittir, nükleotitlerden oluşan bir polimerdir. Her nükleotit bir azotlu baz, bir riboz şeker ve bir fosfattan oluşur. RNA pek çok önemli biyolojik rol oynar, DNA’da taşınan genetik bilginin proteine çevirisi (translasyon) ile ilişkili çeşitli süreçlerde de yer alır. RNA tiplerinden olan mesajcı RNA, DNA’daki bilgiyi protein sentez yeri olan ribozomlara taşır, ribozomal RNA ribozomun en önemli kısımlarını oluşturur, taşıyıcı RNA ise protein sentezinde kullanılmak üzere kullanılacak aminoasitlerin taşınmasında gereklidir. Ayrıca çeşitli RNA tipleri genlerin ne derece aktif olduğunu düzenlemeye yarar.
Kromozom nedir?
Kromozom, (Yunanca, chromos (renk), soma (vücut)); DNA’nın “histon” proteinleri etrafına sarılmasıyla, yoğunlaşarak oluşturduğu, canlılarda kalıtımı sağlayan genetik birimlerdir. Kromozomlar mikrometre boyutunda olup elektron mikroskobu ile görüntülenebilmektedirler.
Hücre, bitkisel ya da hayvansal her türlü yaşam biçiminin en küçük birimidir. Her hücre bir sitoplazma ve çekirdekten meydana gelir. (Prokaryot canlılar hariç) Kromozomlar hücre çekirdeği içinde bulunurlar ve ipliksi yapıdadırlar. Kromozomlar, molekül yapıları çok iyi bilinen DNA (deoksiribo nükleik asit) zinciri ile histon denilen protein zincirinden oluşur. DNA zincirleri de özgül proteinleri sentezlemekle görevli gen adı verilen birimlerden oluşur.
Kromozomlar, İ, V, J harfleri gibi biçimlerde görünür ve boyutları mikronla ölçülür. Kromozomların sayısı canlı türlerinde değişiklik gösterir. Örneğin sirke sineğinde 8, kurbağada 26, farede 42, köpekte 78 kromozom vardır. İnsanın kromozom sayısı ise 46’dır. 22’si çift otozom kromozomdur. İnsan hücresinde 1 çift de eşeysel kromozom bulunur ve toplam sayı 46 eder. Eşey kromozomları kadınlarda XX, erkeklerde XY dir.
Kromozomlardaki bir değişikliğin mikroskopta görülebilmesi için en az 3 milyon nükleotitlik bir kısmın değişmesi gerekir, daha küçük değişiklikler ancak moleküler genetik yöntemlerle incelenebilir.
Mutasyon Nasıl Gelişir?
Mutasyonlar iki şekilde ortaya çıkabilir:
1. Spontan (kendiliğinden)
2. İndüklenebilir (yapay- yönlendirilmiş)
DNA replikasyonu (aynı kopyadan çoğaltma) sırasında düşük oranlarda pürin veya pirimidin bazlarında meydana gelen değişiklerden kaynaklanır.
• Çoğu DNA tamir mekanizmaları ile kaldırılır.
• Tamir olamayanlar Mutasyonlar olarak ortaya çıkar.
• Mutasyon, DNA tamir mekanizmasındaki yetmezlik sonucudur.
İndüklenebilir mutasyonlar
• Hücre veya organizmanın çevresel koşullardan etkilenmesi sonucu DNA da ortaya çıkan yapısal değişiklerdir.
• Mutajenlerle mutasyon olasılığı 10-2 ye kadar iner
Mutajenler
• Fiziksel (U.V ışınlar, İyonizan ışınlar, Manyetik alan, Sıcaklık)
• Kimyasal (kanserojen ajanlar örn; aflotoksin-B1, nitröz asidi, Alkilleyici ajanlar)
DNA (deoksiribonükleikasit)
Genetik şifreleri içerir. Canlılarda her hücrenin çekirdeğinde DNA bulunur.
Genetik şifreler 4 baz proteinin kombinasyonlarından oluşur.
Adenin, Sitozin, Guanin, timin (bazı durumlarda Urasil)
Bu moleküller, DNA çift sarmalında belli bir sıra ile karşılıklı olarak bağlanırlar (Adenin-Timin) ve (Sitozin-Guanin)
Bir hücre, ne görev yapacağı konusunda DNA sarmalındaki şifrelerden bilgi alır.
Bir hücre çoğaldığı dönemde DNA sarmalı da kendisinin bir kopyasını oluşturur. Yeni hücre, önceki hücrenin tam bir kopyasıdır ve aynı görevi yapmaktadır.
Bazen DNA kopyasını oluştururken kopyadaki dizilim (Adenin, Sitozin, Guanin, timin) bozulabilir. Bu durumda yeni oluşan hücrede de bazı görevler yapılamaz.
Mutasyon Tipleri
1 Gen Mutasyonları
2 Kromozom Mutasyonları (yapı ve sayı değişimi) (büyük ölçekli Mutasyonlar)
Gen Mutasyonları
• Tek baz değişimleri
** Yanlış eşleşme
** Anlamsız mutasyon
** Sessiz mutasyon
Kromozom Yapı-Sayı Değişikliği Mutasyonları
** Nükleotid Katılım veya Çıkarım mutasyonları
** Duplikasyonlar
** Translokasyonlar
Somatik – Germ hücre Mutasyonları
• Somatik mutasyonlar
Somatik hücrelerde (örn; Kemik iliği, karaciğer vs.) ortaya çıkan mutasyonlar
* hücre hasarına,
* kanser hücresi oluşumuna,
* hücre ölümüne neden olabilir
Somatik mutasyonlar oluştuğu hücre ile sınırlıdır ve döle geçiş yapmaz
Germ hücre mutasyonları
Gametlerde ortaya çıkan mutasyonlardır ve dölden döle geçiş gösterir
DNA TAMİRİ
• DNA molekülünün yapısında meydana gelen bir değişiklik şifrelerinde değişikliğe yol açacağından hatalı protein üretilmesine, çeşitli mutasyonların, farklı fenotipler veya hastalıkların ortaya çıkmasına neden olur.
DNA molekülünün içerdiği bilginin değişmeden aktarımı-devamlılığı için, replikasyon sırasında veya çevresel faktörler ile DNA da oluşan hatalar bir seri enzim tarafından düzeltilir.
DNA da oluşan hasarlar iki şekilde olabilir
• Replikasyon sırasında
• Çevresel etkilerle
**Fiziksel (UV ışınları veya radyasyon)
**Kimyasal ajanlar
• Her iki etkiyle de ortaya çıkabilecek hatalar
DNA’nın baz yapısında bir değişim veya yapısında ortaya çıkan bir değişim şeklinde olabilir.
DNA üzerindeki hasarlı bölgeler 3 mekanizma ile düzeltilir;
1- Hatalı eşleşmenin tamiri ile
2- Baz çıkarımı ile
3- Nükleotid çıkarılması ile
DNA tamir sendromları
• DNA tamir mekanizmasındaki yetersizlik veya eksiklikler insanda önemli kalıtsal hastalıklara yol açar.
• Tamir mekanizmasına katılan enzim veya proteinlerin gen defektlerine bağlı olarak insanda otozomal resesif kalıtım gösteren DNA tamir sendromları vardır.
Gen Nedir?
Bir gen, kalıtımın en basit fiziksel ve fonksiyonel birimidir. Adenin (A), Timin (T), Guanin (G) ve Sitozin (C) isimleriyle bilinen 4 harften oluşan genetik kod, farklı şekillerde bir araya gelerek genleri oluştururlar. Genetik bilimindeki kelimeler her zaman 3 harfli kelimelerden oluşur ve bu kelimeler bir araya gelerek karmaşık cümleler inşa edebilirler.
Genlerden üretilen proteinler, bir organizmanın neye benzeyeceğini, nasıl davranacağını, ne tür hastalıklara yatkın olduğunu ve daha nice bilgiyi içerir. Bu bilgi, nesilden nesile aktarılabilir ve bu süreçte değişir. Bu genetik aktarıma “kalıtım”, nesiller içerisinde genlerin dağılımında meydana gelen değişime ise “evrim” denir.
SOD1 nedir?
Süperoksit dismutaz 1 veya hSod1 olarak da bilinen süperoksit dismutaz [Cu-Zn], insanlarda kromozom 21’de bulunan SOD1 geni tarafından kodlanan bir enzimdir. SOD1, insanda bulunan üç süperoksit dismutazından biridir. Apoptoz (hücre ölümü), ailesel Amyotrofik lateral skleroz ve Parkinson hastalığında rol oynar.
SOD1 Geni Nedir?
SOD1 geni vücuttaki hücrelerde oldukça fazla bulunan “süperoksit dismutaz” enziminin üretimi için gerekli talimatları sağlar. Bu enzim bakır (Cu) ve çinko (Zn) moleküllerine bağlanarak süperoksit radikal denilen oldukça toksik olan yüklü oksijen moleküllerini yıkar ve etkisiz hale getirir. Bu oksijen molekülleri vücutta düzenli olarak oluşur ayrıca hücrelere zarar vermemesi için etkisiz hale getirilmek zorundadırlar.
Genin Diğer İsimleri
ALS1
Cu/Zn süperoksit dismutaz
SOD1 Geninde Genetik Değişikliklerle İlişkili Hastalıklar
Amyotrofik Lateral Skleroz
SOD1 geninde; ilerleyen kas zayıflığı, kas kütlesi kaybı, hareket kontrol yeteneğinde azalma ile karakterize en az 200 kadar mutasyon tespit edilmiştir. Bu mutasyonların çoğu “süperoksit dismutaz” enzimini kodlayan proteindeki bir aminoasidin değişmesiyle oluşur.
Amerikan halkının yarısında SOD1 geninde enzimin 5.bölgesinde Ala5Val ya da A5V olarak yazılan “Alanin” aminoasidi yerine “Valin” aminoasidinin geçtiği belirli, spesifik bir mutasyon tespit edilmiştir. A5V mutasyonunun neden olduğu ALS hastalığında diğer tip mutasyonlarla karşılaştırıldığında kısa yaşam süresi göze çarpmaktadır.
ALS hastalığı, kas hareketlerini kontrol eden motor nöronların dejenerasyonuyla karakterize bir hastalıktır. Bu nöron hücrelerinin neden SOD1 genindeki mutasyonlara karşı bu kadar duyarlı oldukları halen çözülememiştir. Araştırmacılar hücredeki değişen enzimin motor nöronlarının ölmesine sebep olduğunu düşünüyor.
Bu olasılıklar arasında; zararlı süperoksit radikallerinde bir artış, diğer tipteki toksik radikallerin üretiminin artması, hücre ölümünün artması veya hücreler için toksik olabilen yanlış katlanmış süperoksit dismutaz kümelenmelerinin birikmesi yer alır.
Amyotrofik lateral skleroz (ALS) hastalarının yaklaşık %5-10’unda ailevi geçiş mevcutken, geri kalan olgular sporadiktir. Ailevi ve sporadik olguların klinik bulgularında belirgin bir farklılık yoktur. Ailevi olgularda daha sık olmak üzere, ALS hastalarında belirli genlerde bozukluk olabileceği tespit edilmiş durumdadır. Bu genlerden biri SOD1’dir ve bu genin mutasyona uğraması sonucu meydana gelen ALS, tüm ALS olgularının yaklaşık %2’sini oluşturmaktadır.
Yapılan genetik çalışmalarda ALS gelişiminde 20’den fazla genin etkili olabileceği gösterilmiştir. Amiyotrofik lateral skleroza neden olan genler arasında süperoksit dismutaz 1 (SOD 1) en fazla mutasyona uğrayan genlerden bir tanesidir ve sporadik ALS vakalarının yaklaşık olarak %7’sinden, ailesel ALS vakalarının ise%12-13’ünden sorumlu tutulmaktadır. Süperoksit dismutaz 1 geni süperoksidin moleküler oksijen ve hidrojen perokside inaktivasyonunu katalizleyen antioksidan savunmada rol oynayan Cu/Zn süperoksit dismutaz enzimini kodlamaktadır. Süperoksit dismutaz 1 genindeki mutasyon sonucu ortaya çıkan Cu/Zn SOD enzimi çinko bakımından eksiktir ve oluşan anormal formdaki enzim süperoksit temizleme görevini bırakarak hücresel antioksidanlardan elektron çalmakta ve daha fazla süperoksit oluşumuna neden olmaktadır. Fazladan oluşan süperoksit ve süperoksit ile hızlı bir şekilde reaksiyona giren peroksi nitrit ise hücrelerde oksidatif stres ve apoptoz (hücre ölümü) gelişimini başlatmaktadır. SOD1 geninde bugüne kadar ALS’ye neden olan 170’den fazla mutasyon tanımlanmıştır.
Ailesel ALS genellikle otozomal dominant geçişli olup, X’e bağlı ya da otozomal resesif geçiş nadiren görülmektedir.
SOD1 mRNA’sına yönelik olarak geliştirilen SOD1 antikorları ve antisens oligonükleotidler (Tofersen), gen ekspresyonunu azaltarak patojenik mutant proteini ortadan kaldırmaya yönelik yeni tedavi stratejileridir ve bu konudaki klinik çalışmalar halen sürmektedir.
Antisens oligonukleotid nedir?
İnsan genom projesi, moleküler biyoloji ve teknoloji alanındaki gelişmeler gen temelli tedavi yaklaşımlarının geliştirilmesine neden olmuştur. Bir gen susturma yöntemi olan antisens teknolojisi, kanser ve genetik temelli hastalık tedavilerine yönelik ilaç geliştirilmesinde kullanılmaktadır.
Tofersen hakkında
Tofersen, SOD1-ALS’nin tedavisi için değerlendirilmekte olan potansiyel bir antisens ilaçtır. SOD1 mRNA’ya özel olarak bağlanmak üzere tasarlanmış yapay olarak oluşturulmuş bir DNA parçasıdır (mRNA, hücrenin mekanizması tarafından protein yapmak için kullanılan bir genin geçici bir kopyasıdır). Tofersen, SOD1 mRNA’ya bağlanarak bozunmayı hedefler ve mesajın okunmasını engeller, böylece tofersen SOD1 protein üretimini durdurur. SOD1 protein seviyelerini azaltarak, bu ALS formunun ilerlemesini yavaşlatabilir.
Kaynaklar
https://evrimagaci.org/gen-nedir-ne-degildir-9946
http://nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/38386.pdf
http://dspace.akdeniz.edu.tr/bitstream/handle/123456789/3426/484720.pdf?sequence=1&isAllowed=y
https://abs.cu.edu.tr/Dokumanlar/2016/G%20%20224/367384942_bolum4_gida.pdf
https://jag.journalagent.com/tjn/pdfs/TJN_24_2_159_164.pdf
https://als.org.tr/mutasyon-ve-sod1-mutasyonlu-als/
7 Aralık 2022 Çarşamba
Nöroflaman nedir?
ALS, çeşitli nedenleri ve tetikleyicileri olan karmaşık bir hastalıktır. Herhangi bir tedavinin işe yarayıp yaramadığını belirlemeye yardımcı olmak için çalışma tasarımına biyobelirteçler entegre ederek bu değişkenliği hesaba katmak üzere tasarlanmıştır. Kullanılan anahtar biyobelirteçlerden birisi de nörofilament ağır zincir (CSF pNFH) olarak adlandırılır ve beyin omurilik sıvısı numunelerinin test edilmesiyle ölçülür. Üç farklı nörofilament türü vardır: nörofilament hafif, orta ve ağır. Bu nörofilamentler, her biri farklı boyutta olan ve yapı iskelelerinin bir parçası olarak motor nöronlarda bulunan ve hücre yapısı güvende tutan bir iskelet görevi yaparlar. Lego tuğlaları olarak düşünülebilir. Motor nöronla, csf pnfh, hasar gördüğünde, bu nörofilament yapı iskeleleri parçalanmaya başlayabilir ve bunları kanda veya beyin omurilik sıvısında ölçebilirsiniz.
30 Kasım 2022 Çarşamba
23 Kasım 2022 Çarşamba
ALS hastalığının sınıflandırması
ALS olguları ailesel ve sporadik (kalıtsal olmayan) olarak ayrılır.
Sporadik ALS:
ALS vakalarının %90'ı sporadiktir, yani bu olgularda aile öyküsü yoktur. Sporadik olgularda ALS hastalığının neden kaynaklandığı bilinmemektedir.
Ailesel ALS:
ALS vakalarının %10unda hastalık bazı genetik mutasyonlar nedeniyle ortaya çıkmaktadır. En çok bilinen mutasyonlar, SOD1 C9orf72, tdp43, Fus mutasyonlarıdır.
ALS hastalığı, ilerleyici bir motor nöron hastalığıdır. Motor nöronlar, beynimizin korteks denilen tabakasında motor alan adı verilen bölgesinde istemli hareketleri başlatan üst motor nöronlar ve elektriksel uyarıları taşıyan omurilikteki alt motor nöronlardan oluşur.
ALS hastalığında hem üst hem de alt motor nöronların dejenerasyonu sözkonusudur.
ALS hastalığında duysal tutulum görülmez. Ağrı, ısı, basınç, temas gibi duyular ve 5 duyu sağlam kalmaktadır. İdrar ve dışkı kontrolü genellikle sağlam kalmaktadır. Cinsel fonksiyon sağlam kalmaktadır.
ALS hastalığının başlangıç yerine göre 2 gruba ayrılır. Spinal (limb) veya uzuv başlangıçlı ve bulber (soğancık bölgesi) başlangıçlı olarak adlandırılır.
Spinal başlayan ALS:
Spinal başlayan ALS türünde ayak, bacak, eller, kollarda simetrik olmayan kas güçsüzlüğü ve seğirmeler ilk belirtiler olabilir. Yutma, konuşma, solunum güçlüğü ise daha sonra ortaya çıkar.
Bulber başlayan ALS
Bulber başlayan ALS türünde ise konuşma, yutma, solunum güçlüğü gibi belirtiler daha erken görülür.
Yürüme, el becerisi, kas güçsüzlüğü daha sonra ortaya çıkar.
ALS hastalığının diğer sınıflandırması ise motor nöronların daha çok etkilendiği bölgeye göre yapılır
Klasik ALS
Üst ve alt motor sinir hücrelerinin (nöronlar) bozulması ile karakterize, ilerleyici bir nörolojik hastalıktır. Klasik ALS, ALS’li tüm hastaların üçte ikisinden fazlasını kapsar.
Primer Lateral Skleroz
Üst motor sinir hücrelerinin (nöronlar) bozulduğu, ilerleyeci nörolojik bir hastalıktır. Alt motor nöronlar iki yıl içinde etkilenmezse, hastalık genellikle saf bir üst motor nöron hastalığı olarak kalır. Primer Lateral Skleroz tüm ALS formları içinde en nadir görülenidir.
Progresif Bulbar Felç (PBP)
Alt motor sinir hücresinin (nöron) bozulması nedeniyle konuşma, çiğneme ve yutma güçlüğü ile başlayan bir durumdur. Bu bozukluk, ALS'li tüm hastaların yaklaşık % 25'ini kapsar.
Progresif Musküler Atrofi (PMA
Alt motor nöronların kötüleştiği progresif nörolojik bir hastalıktır. Üst motor nöronlar iki yıl içinde etkilenmezse, hastalık genellikle saf bir alt motor nöron hastalığı olarak kalır
Hastalığın yavaş veya hızlı ilerlemesini önceden tahmin etmek mümkün değildir.
19 Kasım 2022 Cumartesi
ALS hastalarında ozon tedavisi / ALSUntangled #68
Ozon tedavisi, ALS'yi tedavi etmek için olası mekanizmalara sahiptir. Çok az sayıda mTDP43 faresinde (henüz emsal değerlendirmesi yapılmamış) yapılan bir preklinik çalışma, motor fonksiyon ve hayatta kalma üzerinde faydalar önermiştir ancak bu faydalar mSOD1 farelerde görülmedi. Doğrulanmış bir ALSREVERSALS (geri dönüşlü als), ozon ve diğer alternatif terapilerden oluşan bir kokteylde meydana geldi; bunun gibi bir ilişki nedenselliği kanıtlamaz. ALS hastalarında ozon tedavisi ile ilgili herhangi bir deneme yapılmamıştır. Doza bağlı olarak ozon tedavisi ile ilişkili potansiyel olarak ciddi yan etkiler olabilir.
Tüm bunlara dayanarak, ALS hücre veya hayvan modellerinde ozon tedavisinin daha fazla araştırılmasını destekliyoruz, ancak bunu henüz bir ALS tedavisi olarak öneremiyoruz.
18 Kasım 2022 Cuma
Relyvrio / Albrioza (AMX0035) Hakkında SSS
ALS hastalığı için yeni bir ilaç geliştirildiği doğru mu?
Doğru. Amylyx firmasının Amx0035 (tauroursodeoksilik asit +
sodyum fenilbütirat) olarak bilinen deneysel ilacı ALS tedavisinde kullanılmak
üzere FDA tarafından onaylandı.
İlacın adı nedir?
İlaç, Albrioza adı ile Kanada’da özel bir izin ile
ruhsatlandırıldı. İlacın, Amerika’da RELYVRIO adı ile piyasaya çıkması
bekleniyor.
İlaç ne kadar etkili?
Faz 2 CENTAUR çalışması verilerine göre ALS hastalarında ortalama
sağkalım süresini 10 ay uzattığı bildiriliyor.
İlacın etki mekanizması nedir?
AMX0035, mitokondri ve endoplazmik retikulumdan (ER)
kaynaklanan önemli hücresel ölüm yolaklarının blokajı yoluyla nöronal ölümü
azaltmak için tasarlanmış bir kombinasyon terapisidir.
Türkiye’de satılıyor mu?
Hayır satılmıyor.
Neden FDA onaylı bir ilaç Türkiye’de bulunmuyor?
İlacı geliştiren Amylyx firması, henüz ilaç pazarlama izni
almadı. Türkiye’de ruhsatlandırılması henüz mümkün değil.
Yurt dışında nasıl temin ediliyor?
İlaç, Albrioza adı ile Kanada’da özel bir izin ile
geçtiğimiz Temmuz 2022 de Kanada vatandaşlarında kullanılmaya başlanmıştı.
Avrupa’da ilaç mevcut mu?
Faz III çalışması (Phoenix) için hasta kaydeden araştırma
merkezlerine Amylyx firması tarafından temin ediliyor. Eczanelerde bulunmuyor.
Avrupa İlaç Ajansı (EMA), Avrupa’da Şirketin AMX0035 için
Pazarlama Yetkilendirme Başvurusunu inceliyor.
Amerika'da nasıl temin ediliyor?
Faz III çalışması (Phoenix) için hasta kaydeden araştırma
merkezlerine Amylyx firması tarafından temin ediliyor. Eczanelerde bulunmuyor.
Yurtdışında TUDCA adıyla satılan ilaç, Relyvrio’nun
muadili olabilir mi?
Hayır. Relyvrio
içeriğinde sodyum fenilbutirat ve taurursodiol karışımı mevcuttur. TUDCA içeriğinde Sadece taurursodiol
bulunuyor.
Sadece TUDCA ilacı ile ALS hastalarında aynı tedavi
etkisi sağlanabilir mi?
Şu anda bu konuda bilgi yok. Sadece TUDCA ve TUDCA +
fenilbutirat birlikte etkisi Faz II aşamasında araştırılmaktadır.
Relyvrio ilacı ile Riluzol (Rilutek) ve Edaravon birlikte
kullanılabilir mi?
Çalışmalarda birlikte kullanıldığını ve etkiyi teorik olarak
desteklediği bildiriliyor.
İlacın öngörülen fiyatı nedir?
Amerika’da yıllık 158.000 $ civarında maliyeti olacağı
bildiriliyor. Kanada’da ise yıllık 30.000 $ civarında olduğu bildiriliyor.
Doktor reçetesi ile yurtdışından temin etmek mümkün mü?
İlacın Kanada’da sadece Kanada vatandaşlarına Amylyx firması
tarafından özel bir geri ödeme planı kapsamında temin edildiği belirtiliyor.
Amerika’da ve Avrupa’da ise Faz III Phoenix çalışmasına
alınan 600 hastaya Amylyx firması tarafından klinik çalışmalarda kullanmak
üzere temin edildiği bildirildi.
İlacı temin edebilirsem dozu nedir?
Reçeteli ve reçetesiz satılan ilaçlar, vitaminler ve
bitkisel takviyeler ve tauroursodeoksikolik asit (TUDCA) gibi taurursodiol
ürünleri dahil olmak üzere aldığınız tüm ilaçları doktorunuza bildirin.
Faz III çalışmasına katılmak mümkün mü?
Klinik çalışmalar sitesinde ilan edilen merkezlerde
kriterlere uygun ve çalışma süresince klinik takibi yapılabilir durumda olmak
ve placebo çalışması olduğunu kabul etmek gerekiyor. Sağlık güvencesi ve
ülkenin sosyal hizmetler özlük haklarından yararlanabiliyor olmak gerekiyor.
Placebo nedir?
İlaç olmayan, vücuda zararlı olmayan maddedir. Klinik çalışmalarda
hastalar 2 gruba ayrılır. Bir grup gerçek ilaç verilir, diğer gruba placebo
verilir. Doktor ve hasta hangi ilacın verildiğini bilmez. Buna randomize
plasebo çalışması denir. Bu çalışmada hastanın ilacı alıp almadığı ihtimali %50
olacaktır.
ALS-MNH Derneği ilaç ile ilgili neler yapıyor?
FDA onayı ile ilgili bilgi ve bilimsel dayanaklar sağlık
bakanlığı ilaç eczacılık tıbbi cihaz kurumuna gönderildi.
Cimer başvurusu yapıldı.
Türk Nöroloji Derneği Nöromüsküler Hastalıklar çalışma
grubuna bilgi verildi.
Sosyal medya hesaplarımızdan ayrıntılı olarak duyuruldu.
Platform İmza kampanyasına destek verildi.
Relyvrio hakkında daha fazla bilgi için:
https://www.als.net/als-research/clinical-trials/605/
https://als.org.tr/amylyx-pharmaceuticals-als-tedavisine-yonelik-relyvrionun-fda-onayini-duyurdu/
https://www.titck.gov.tr/iletisim
8 Kasım 2022 Salı
SBT-272, TDP-43 Patolojisinin ALS Fare Modellerinde Nöroprotektif Etkileri Gösteriyor
1-3 Kasım tarihlerinde Florida, Clearwater Beach'te düzenlenen 2022 Kuzeydoğu Amyotrofik Lateral Skleroz (NEALS) Toplantısında sunulan amyotrofik lateral skleroz (ALS) fare modeli çalışmasından elde edilen bulgular, SBT-272 (Stealth BioTherapeutics) ile tedavinin TDP-43 patolojisi olan üst motor nöronların (UMN'ler) nöroproteksiyonunda sonuç verdiğini göstermiştir.
"Klinik öncesi veriler, SBT-272'nin, TDP-43 patolojisi ile hastalıklı üst motor nöronlarda mitokondrinin stabilitesini ve işlevini geliştirdiğini göstermektedir. Bu aynı zamanda, bir TDP-43 ALS modelinin motor korteksindeki hücrelerde nöro-koruma sağlar ve nöroinflamasyonu azaltır." Northwestern Üniversitesi Feinberg Tıp Fakültesi Nöroloji Doçenti Hande Özdinler yaptığı açıklamada, şunları söyledi: "ALS'de mitokondriyi hedeflemenin terapötik potansiyeli ve SBT-272'nin devam eden klinik gelişimi destekleyici veriler var gibi görünüyor."
SBT-272'ye yakın zamanda FDA tarafından ALS tedavisi için yetim ilaç adı verildi. UMN (üst motor nöron) aksonal büyümesi ve dallanmasındaki etkisini incelemek için araştırmacılar, intraperitoneal enjeksiyon veya bir vektör yoluyla SBT-272 ile dozlanan prp-hTDP-43A315T ve UeGFP eşlerinden motor korteksler hakkında veri topladılar. Motor kortekste GFP+ UMN kaybını, aktive mikroglia sayısını ve aktive astrogliosisi belirlemek için perfüze beyinlerde immünohistoloji yapıldı.
Genel olarak, SBT-272 ile tedavi, gelişmiş mitokondri membran potansiyeli ve in vitro TDP-43'ün aksonal büyümesi ile sonuçlandı. Fareler, ek edaravone (Radicava; MT Pharma) ve yakın zamanda onaylanmış AMX0035 (Relyvrio; Amylyx Pharmaceuticals) içeren SBT-272 ile kültürlenmiş ve tedavi edilmiş olmasına rağmen, ajan aksonal büyüme sonucu üzerinde 2 terapiden üstündü. Ek olarak, araştırmacılar ALS'nin iyi karakterize edilmiş TDP-43 modelinde SBT-2272'nin in vitro ve in vivo potansiyelleri arasında iyi bir uyum olduğunu bildirdiler.
Stealth BioTherapeutics'in CEO'su Reenie McCarthy yaptığı açıklamada, "FDA'dan ALS tedavisi için SBT-272 için yetim ilaç atamasını almaktan memnunuz ve bu yıkıcı hastalık için yenilikçi yeni tedavilere acil ihtiyacın altını çiziyoruz. Bugüne kadar gözlemlenen SBT-272'nin klinik profili bizi cesaretlendiriyor ve ALS ve mitokondriyal disfonksiyonun diğer nörodejeneratif hastalıklarındaki terapötik potansiyelini değerlendirmeyi dört gözle bekliyoruz.
Şirket ayrıca sağlıklı gönüllülerde SBT-272'nin 1. aşama çalışmasının ara sonuçlarını da sundu. 2 parçalı çalışma, ajanı 5 ila 60 mg arasında değişen dozlarda değerlendiren tek artan doz fazının yanı sıra günde bir kez herhangi bir doz alan 3 grup SBT-272'yi içeren çoklu artan doz tasarımını içeriyordu. 7 gün boyunca 20, 40 veya 60 mg. Her bölüm, plaseboda daha küçük bir birey grubunu içeriyordu.
Tümüyle, faz 1 ara bulguları, SBT-272'nin klinik olmayan allometrik ölçekleme tahminleriyle tutarlı bir klinik farmakokinetik profile ve ayrıca tutarlı bir güvenlik profiline sahip olduğunu gösterdi. Enjeksiyon bölgesi reaksiyonları, hafif ila orta derecede olmasına ve genellikle dozdan 4 saat sonra çözülmesine rağmen, 5-40 mg doz aralığında en sık bildirilen advers olaydı. 60 mg'lık gruplarda, enjeksiyon bölgesi reaksiyonlarının şiddeti, daha düşük dozlara göre arttı. Sunumun sonunda yazarlar, ajanın ALS hastalarının klinik çalışmalarına girmesinin planlandığını yazdı.
Kaynaklar
1. Gautam M, Genc B, Gunay A, et al. SBT-272 improved mitochondria structure and function and preserved upper motor neurons with TDP-43 pathology. Presented at: 2022 Annual NEALS Meeting; November 1-3; Clearwater Beach, FL. Abstract 58
2. Stealth BioTherapeutics announces SBT-272 data updates and orphan drug designation for the treatment of amyotrophic lateral sclerosis (ALS). News release. Stealth BioTherapeutics. November 1, 2022. Accessed November 1, 2022. https://www.prnewswire.com/news-releases/stealth-biotherapeutics-announces-sbt-272-data-updates-and-orphan-drug-designation-for-the-treatment-of-amyotrophic-lateral-sclerosis-als-301663981.html
3. Zariwala H, Wakefield J, Abbruscato A. Translational pharmacology of SBT-272, a novel mitochrondria-targeted drug for ALS. Presented at: 2022 Annual NEALS Meeting; November 1-3; Clearwater Beach, FL. Abstract 122
7 Kasım 2022 Pazartesi
ALS hastaları için olumlu sonuçlanacak her girişim değerlidir ve desteklenmelidir. "Nefes varsa umut vardır" (Dr. Alper Kaya)
ALS hastaları için olumlu sonuçlanacak her girişim değerlidir ve desteklenmelidir. "Nefes varsa umut vardır" (Dr. Alper Kaya)
2 Kasım 2022 Çarşamba
19 Ekim 2022 Çarşamba
NARLIDERE HUZUREVİ
YAŞLI BAKIM VE REHABİLİTASYON MERKEZİ
Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan (Emekli Sandığı) aylık alan emekli, dul ve yetimlerden Huzurevi Yaşlı Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi’nde kalmak üzere müracaat eden 60 yaşını dolduran kişiler arasından; İşletme Yönetmeliğinde belirtilen şartları yerine getiren müracaatçılar hizmetten yararlanabilir.
Narlıdere Huzurevi'in arsasını bağışlayanlar tapuya emekli sandığı emeklilerine huzurevi yapılması şerhi düştükleri ve emeklilerin kurduğu yapım derneği aracılığı ile yapımına başlandığı, emekli sandığı tarafından tamamlandığı için emekli sandığı emeklisi dışında kimse alınamamaktadır.
Dinç Yaşlı Bölümüne kabul yapılabilecek koşullar aşağıdaki şekildedir:
60 yaşını doldurmuş bulunmak,
Günlük yaşam aktivitelerini bağımsız olarak sürdürebilecek durumda olmak,
Ruh sağlığı kendisine ve başkalarına zarar vermeyecek düzeyde yerinde olmak,
Bulaşıcı bir hastalığı bulunmamak,
Alkol ve uyuşturucu madde bağımlısı olmamak,
Yüz kızartıcı suçlardan hükümlü bulunmamak
Geriatrik bakım merkezine yapılan müracaatta b maddesi koşulu aranmamaktadır.
İletişim Bilgileri
Telefon: 0(232) 971 25 25
Faks: 0(232) 238 28 53
17 Ekim 2022 Pazartesi
Koruyucu ve önlem amaçlı trakeostomi
Koruyucu ve önlem amaçlı trakeostomi ALS hastalarında solunum ve yutma güçlüğü başladığında tavsiye ediliyor.
Trakeostomi ameliyatı:
Aslında ALS hastalarında trakeotomi ameliyatı yapılır. Yani anatomik açıdan oldukça zararsız ve geri dönüşü olan bir girişimdir. Trakeostomi ve trakeostomi ameliyatı farklı ameliyat olmasına rağmen genellikle her iki terim de aynı anlamda kullanılmaktadır.
Trakeotomi ameliyatının 4 önemli avantajı vardır:
- Akciğere en yakın yoldan bir hava girişi olması (Normalde ağız-burundan nefes alırken nefes alma ve verme sırasında bir hava boşluğu oluşmasını engeller)
- Gerektiğinde solunum cihazına bağlanmak kolay olu
- Öksürükle çıkarılamayan balgam temizliği aspirasyon cihazı ile kolayca yapılır
- Yutma güçlüğü nedeniyle akciğerlere sıvı gıdaların kaçmasına engel olur (Trakeostomi kanülü balonunun faydası)
Dezavantaj ise, burun yolu kullanılmadığı için ortam havası nemlendirmek gerekir
Aspirasyon konusunda temizlik ve hijyen kurallarına uymak gerekiyor
Aspirasyon için başkasının yardımına ihtiyaç duyuluyor.
Trakeostomi sonrasında nemlendirici kullanımı
Birinci hafta ve daha sonraki günlerde hastanın soluduğu havanın nemlendirilmesi trakeit ve krut oluşumunu önlemek açısından son derece önem taşımaktadır. Ayrıca silyaların (nefes borusu içini döşeyen hücreler) düzenli bir fonksiyona sahip olmalan için en azından % 60 lık bir nem oranına ihtiyacı vardır. ( Oda havasının nemi % 35'in altındadır).
Hastaya yardımcı solunum tatbik edilsin veya edilmesin hasta oksijenli hava veya sadece atmosferik havayı alması halinde de solunan bütün gazların nemlendirilmiş olması gerekmektedir.
Trakeostomi yapıldığı zaman trakea ve solunum sistemi birden bire o güne kadar alışık olmadığı nemden yoksun bir hava ile karşılaşır. Nazofarenks yolu ile alınan bu hava yeterince su ile doyurulamaz ve vücut ısısına getirilmezse buna alışık olmayan trakea ve bronşlardan bol miktarda su kaybı olacaktır. Hem vücut suyunun kaybı ve hem de respiratuvar sistemdeki sekresyonun koyulaşması kaçınılmaz hale gelecektir.
Koyulaşmış sekresyonun bronşiyal yoldan dışan atılması imkansız olacaktır. Bu yeni duruma adapte olmaya çalışan nefes borusu, fizyolojisi dışındaki su kaybına mani olabilmek için çok yapışkan bir sekresyon salgılayacak ve bu sekresyonla mukozasını korumaya çalışacaktır. Hareketsiz ve değişkenlik vasfını kaybetmiş olan bu sekresyon patojen mikropların üremesi için ideal bir ortam olacaktır. Aynı zamanda çok yapışkan sekresyon kolaylıkla atılamadığı için birikecek ve hava yolunda tıkanmalar meydana gelecektir. Hasta yardımcı solunum aygıtına bağlı değilse havanın nemlendirilmesi basit yöntemlerle de temin edilebilinir. Basit ısıtılmış nemlendirici aerosol veya nebülizatör bu maksat için yeterlidir. Su partiküllerinin solunan hava veya gaz kanşımı içersinde dağılmış ve homojen olarak bulunması faydalıdır. Su partikülleri üç mikron veya daha ufak olmalıdır. Ancak bu boyutlardaki su partikülleri trakeobronşial kanalların iç bölümlerine kadar erişebilirler. Nemlendirilmiş hava bronkial sekresyonu da yumuşatıcı olarak rol oynar.
Solunum cihazına bağlı olmayan trakeostomili hastalarda kanül ucuna uygun küçük ısı-nem değişimi filtreleri kullanılıyor.
Solunum cihazına bağlı hastalarda solunum hortum devresine nemlendiricili bakteri filtresi eklemek gerekir. Bazı solunum cihazlarının kendi orijinal ısıtıcı nemlendirici aksesuarları vardır. Firmanızdan teknik bilgi isteyiniz. Ayrıca bağımsız ısıtıcı nemlendirici aksesuarlar da solunum devresine ilave edilebilir. Ancak elektrikli ısıtıcı nemlendirici aksesuarlar çok sık temizlenmelidir, zira bakteri üremesine yol açarlar.
Solunum cihazına bağlı hastalarda solunum havasının ısıtılması-nemlendirilmesi için hme (Heat-moisture exchange) tipi filtre kullanılır.
ALS hastalarında balonlu (cuffed) trakeostomi kanülü kullanılır.Trakeostomi kanülleri kural olarak aylık değişim gerektirir. Fakat silikon, düşük kaf basınçlı, içeriğinde toksik kimyasallar bulunmayan kanüller, 6-8 ay kullanılabilir.
Kuru hava nedeniyle tıkanma ihtimali olan bölgelerde yedek iç kanüllü trakeostomi kanülleri kullanılabilir.
Bu tür kanüller, kuru balgam nedeniyle tıkanma oluşursa yedek iç kanül değişimi yapılır, kirli, tıkalı kanül temizlenir. Hasta havasız kalmaz.
Balonlu kanülün 2 amacı vardır
- Kanülün sabitlenmesi ve trakeostomi deliğinden çıkmasını engellemek
- Ağızdaki tükrük, balgam, gıda artıklarının nefes borusuna kaçmasını engellemek
Balonun şişik olması gerekiyor. Ancak balonun soluk borusuna bası yapması nedeniyle bazen soluk borusu cidarında yara oluşabiliyor. Bunu engellemek için hastanın ağız bakımı ve ağız içi aspirasyonu yapıldıktan sonra birkaç dakika balonu indirip tekrar şişirmek tavsiye ediliyor.
Kanül değişimi:
Genellikle ameliyattan sonra eve taburcu olan hastalarda ilk değişimin 1-2 ay sonra hastanede yapılması tavsiye ediliyor. Trakeotomi yara yerinin tamamen iyileşmesi 5-6 ay zaman alabilir. Kanül değişimi için eve gelen sağlık profesyonelleri bazen kanülün hastanede değişmesini tavsiye edebilir.
Aspirasyon rengi, kokusu şeffaf ve kokusuzdur.
Balon sertleşiyor ise trakeostomi kanülü değişim zamanı gelmiş olabilir
Balonu patlamış kanül değiştirilir.
Kanül pansumanı sırasında kanülün cilde yapıştığı görülürse kanül değişimi gerekebilir
Kanülün trakeotomi deliği civarında et parçası olabilir, gümüş-nitrat çubukla dikkatlice yakılabilir (ilk kez bir profesyonel yapmalı)
Pansumanda Oksijenli su yeterlidir.
Solunum cihazına bağlı olmayan trakeostomi ameliyatlı hastalar, Pulse oksimetre takip öneriliyor
Konuşma yeteneğini kaybetmemiş ve trakeostomi ameliyatı olan hastalar balon indirildiğinde ve kanül ağzı kapatmak suretiyle konuşmayı deneyebilir.
Yutma güçlüğü olmayan hastalar trakeostomi sonrasında da ağızdan beslenmeye devam edebilir.
Konuşma kanülleri ALS hastalarında çok verimli olmuyor. Ancak bazı kas hastaları ve nadir de olsa bazı ALS hastaları solunum cihazı olmadan konuşma valfleri ile daha anlaşılır konuşabiliyor. Aynı şekilde solunum cihazına bağlı fakat konuşma yeteneğini henüz kaybetmemiş hastalar konuşma valfleri ile daha anlaşılır konuşabiliyor.
15 Ekim 2022 Cumartesi
Profesyonel Futbolcular Amyotrofik Lateral Skleroz İçin Daha Yüksek Risk Altında
Yaklaşık 20.000 NFL (Amerikan futbolu ligi) oyuncusu üzerinde yapılan bir araştırma, genel erkek popülasyondan dört kat daha yüksek amyotrofik lateral skleroz (ALS) oranına sahip olduklarını ve ALS teşhisi konan oyuncuların ALS'siz sporculardan önemli ölçüde daha uzun kariyerlere (yedi yıl) sahip olduğunu buldu.
JAMA Network Open'ın 15 Aralık sayısında Boston Üniversitesi bilim adamları tarafından yapılan bir araştırmanın bulgularına göre, profesyonel futbolcularda hiç profesyonel futbol oynamayan erkeklere göre dört kat daha yüksek amyotrofik lateral skleroz (ALS) oranı var .
Araştırmacılar, profesyonel futbolcuların daha yüksek ALS riski altında olup olmadığını belirlemek için 1960'dan 2019'a kadar 20.000 Ulusal Futbol Ligi oyuncusu hakkında bilgi toplamak için ölüm kayıtlarını, spor veritabanlarını ve medya raporlarını taradı. Öyle olduklarını gördüler ve ALS'li eski oyuncuların çoğu, ALS'siz oyunculardan 2,5 yıl daha uzun süre oynadı.
Tekrarlayan kafa darbeleri ve ALS arasındaki bu ilişkiyle ilgili ipuçları, Eylül 2008'de nöropatolog Ann McKee, MD ve meslektaşları, NFL oyuncusu Wally Hilgenberg'in beyninin ölüm sonrası analizini yaptıklarında ortaya çıktı ve bu da klinik ALS teşhisini doğruladı. 1964'te draft edildi ve Detroit Lions ve Minnesota Vikings ile NFL'de 16 sezon oynadı. Öldüğünde 66 yaşındaydı
2009 yılına gelindiğinde, Dr. McKee, beyinleri, davranışsal, bilişsel ve duygusal değişiklikler de dahil olmak üzere, orta-geç yaşam semptomlarını açıklayabilecek patolojilerle dolu üç profesyonel sporcuyu daha kataloglamıştı – iki futbolcu ve bir boksör
O ve meslektaşları, endişe verici bir model belirlediklerine inanıyorlardı: Alzheimer ve diğer demans türlerinde yaygın olan, başta tau ve TDP-43 olmak üzere patolojik proteinler. Kronik travmatik ensefalopati (CTE) teşhisi koydular. Bu üç oyuncunun bulguları 2010 yılında yayınlandı ve Boston Üniversitesi bilim adamlarının kafalarına benzer darbeler almış olan diğer profesyonel sporculardan veya ailelerinden telefonlar almaya başlaması çok uzun sürmedi.
William Fairfield Warren Distinguished Dr. McKee, "Birkaç profesyonel futbolcunun beyinlerinin otopsiye geldiğini gördükten sonra, tekrarlayan kafa darbeleri ile beyin hasarı arasında CTE ve ALS'yi tetikleyebilecek kesin bir ilişki olduğu konusunda bir fikir ediniyorsunuz" dedi. Boston Üniversitesi'nde nöroloji ve patoloji profesörü ve VA Boston nöropatoloji direktörü ve Boston Üniversitesi CTE Merkezi direktörü.
Ekibi, tekrarlayan kafa darbelerinin ve ALS'nin etkilerini anlamak için bu en son epidemiyolojik çalışmayı üstlendi. Ayrıca, hayattayken ALS teşhisi konmuş ve ölüm anında ALS ve CTE'nin patolojik olarak doğrulandığı iki düzineden fazla oyuncunun vaka serisini bir araya getiriyorlar.
Çalışma Detayları
Harvard Tıp Okulu'nda yardımcı doçent olan Dr. McKee, Daniel H. Daneshvar, MD, PhD ve meslektaşları, kariyerleri boyunca en az bir veya daha fazla NFL maçı oynayan 19.423 profesyonel futbolcuda ALS'nin insidansını ve mortalitesini değerlendirdi. Yaşları 23 ile 78 arasında değişiyordu.
Bilim adamları 1960'a geri döndüler ve ALS teşhisi konan herkesi tanımlamak için NFL istatistikleri, haber raporları, ölüm ilanları ve Ulusal Ölüm İndeksi veri tabanından kamuya açık kayıtları taradılar. Oyuncuların yaşı, cinsiyeti ve ırkının yanı sıra ne kadar süre oynadıkları da vardı. Tekrarlayan kafa etkilerine ne kadar fazla maruz kalmanın riskin o kadar yüksek olduğunu ve ligdeki zamanın uzunluğunun bunu doğruladığını varsaydılar. ALS geliştiren oyuncular, sahada ALS olmayanlara göre 2,5 yıl daha fazla zaman geçirdi.
Otuz sekiz oyuncu 1960 ve 2019 arasında ALS teşhisi aldı ve bilim adamları 2021 yılına kadar analizlerini tamamladıklarında on tanesi hala yaşıyordu. (Toplamda 55 profesyonel futbolcu vardı, ancak bazıları sahada hiç oynamadı veya daha önce öldüler. 1960.)
Araştırmacılar, aynı yıl oynamaya başlayan ALS'siz yaş ve ırk uyumlu oyuncularla ALS teşhisi konan oyuncuları eşleştirdi. Genel halkta aynı yaş ve ırktaki erkeklere kıyasla profesyonel futbolcularda görülme sıklığı dört kat daha fazlaydı. ALS için artan risk ile oyuncuların doğdukları pozisyon, ırkları veya şöhret seviyeleri arasında hiçbir ilişki bulamadılar.
ALS'li sporcular NFL'de ortalama yedi yıl oynarken, ALS'siz eşleştirilmiş sporcular 4,5 yıl oynadı.
Tekrarlayan kafa etkilerinin bazı insanlarda CTE'ye ve diğerlerinde ALS'ye nasıl yol açtığı hala net değil. Dr. McKee, motor nöron hastalığı gelişen kişilerde hem CTE hem de ALS için patolojik belirteçler bulduklarını söyledi. Beyinlerinde kümelenen iki patolojik protein tau ve TDP-43'tür. Diğer daha küçük araştırmalar, profesyonel futbolcular, boksörler ve patlama yaralanmaları geçirmiş askerler arasında ALS'de benzer artışlar buldu. Diğer gruplar NFL oyuncularını profesyonel beyzbol ile karşılaştırdı ve ayrıca sadece futbolcularda dört kat daha yüksek bir insidans buldu.
Tekrarlanan kafa travmasının tau ve TDP-43'ün kümelenmesine neden olduğuna ve semptomların anormal proteinin nerede biriktiğine bağlı olduğuna inanılmaktadır.
Beyin hasarı tıbbında uzmanlaşmış bir fizik tedavi uzmanı olan Dr. Daneshvar, bir düzine yıl önce McKee laboratuvarına katıldığından beri tekrarlayan kafa darbeleri ile CTE ve ALS arasındaki ilişkiyi inceliyor. Araştırmacılar, NFL oyuncuları arasında genel ALS popülasyonundan daha fazla bulbar başlangıcı gözlemlediler
“Birkaç profesyonel futbolcunun beyinlerinin otopsiye geldiğini gördükten sonra, tekrarlayan kafa darbeleri ile CTE ve ALS'yi tetikleyebilecek beyin hasarı arasında kesin bir ilişki olduğunu hissediyorsunuz.”—DR. ANN MCKEE
Bu son çalışmada, araştırmacılar sadece zatürre teşhisi koyabilecek ve mutlaka ALS olması gerekmeyen ölüm kayıtlarına güvenmekle kalmadılar, aynı zamanda haber raporlarından ve diğer kaynaklardan bilgi topladılar. Tanımlanan 38 ALS hastasının bir alt grubu, başka bir çalışmanın parçası olarak beyinlerini McKee laboratuvarına bağışlamıştı.
Dr. Daneshvar şimdi çalışmalarını, kolej ve hatta lisedeki oyuncuları ve orduda ve aile içi şiddet durumlarında kafa travmasına maruz kalan insanları içerecek şekilde, daha düşük düzeyde tekrarlayan kafa çarpması olan grupları içerecek şekilde genişletiyor. Dr. Daneshvar lisede güreşti ve futbol oynadı ve kafa darbelerine maruz kalmayı azaltacak daha güvenli oyun yollarını teşvik etmekle ilgileniyor.
Boston Üniversitesi'nde başlayan çalışma, neredeyse milyar dolarlık NFL sarsıntısı çözümüne yol açtı. ALS teşhisi konan NFL sporcuları anlaşmanın bir parçası.
Bilim adamları, retrospektif olması, vakaları kamuya açık kayıtlardan tanımlamaları ve sporcular hakkında tıbbi bilgilere erişimleri olmaması da dahil olmak üzere, çalışmanın tasarımında çeşitli sınırlamalar belirttiler. Araştırmacılar ayrıca, kullandıkları sayıların (2009'dan 2011'e kadar genel nüfustaki ALS insidans istatistikleri) zaman içinde değişebileceğini ve verileri çarpıtmış olabileceğini de kaydetti. Ve son olarak, profesyonel futbolcular NFL'ye katılmadan çok önce oynadılar ve tekrarlayan kafa darbelerine gerçek maruziyet gerçekten bilinmiyor.
Uzman Yorumu
Bronx'taki James J Peters VA Tıp Merkezi'nde nöroloji şefi ve Mount Sinai Tıp Merkezi'nde nöroloji ve psikiyatri profesörü olan Gregory Elder, “Bu, tekrarlayan kafa travması ile ALS arasında güçlü bir bağlantı kuran önemli bir çalışma” dedi. , mevcut çalışmaya dahil olmayan.
Dr. Elder'ın araştırması, Alzheimer hastalığının hayvan modellerine ve sarsıntı sonrası patlama sendromlarına odaklanıyor. "Dört kat artmış bir risk olduğu bulgusu ilginçtir, ancak belki de şaşırtıcı değildir, çünkü CTE daha geniş tauopati yelpazesinin bir parçasıdır ve frontotemporal demans ALS ile ilişkilendirilmiştir. Bu, ALS'nin tekrarlayan kafa travmasının neden olduğu koşulların spektrumunda olduğu ve daha fazla çalışma için önemli bir alan olduğu anlamına gelir."
“NFL ve ALS'de oynamak arasındaki ilişki tekrarlanabilir. Artık bunu gerçekten sorgulamamıza gerek yok,” diye ekledi Novartis Biyomedikal Araştırma Enstitüleri'nde küresel sinirbilim başkanı olan Robert Baloh, MD, PhD, FAAN. "Hem ALS'ye sahip olmanın hem de NFL'de oynamanın nadir görülen olaylar olduğu gerçeği, istatistiksel analizi zorlaştırırken, bugüne kadar yapılan bu en büyük retrospektif çalışma, aynı ilişkiyi gösteren daha önceki gözlemleri doğrulamaktadır. Şimdi, bu bilgileri ALS için tedavileri daha iyi anlamak ve geliştirmek için kullanmak ve hastalara ve topluma bunun onlar için ne anlama geldiği konusunda daha geniş bir şekilde danışmanlık yapmasına yardımcı olmak bizim işimiz.”
“NFL ve ALS'de oynamak arasındaki ilişki tekrarlanabilir. Artık bunu gerçekten sorgulamamıza gerek yok.”—DR. ROBERT BALOH
Toplumun, yüksek etkili sporlara katılan bazı sporcuları ALS'ye duyarlı hale getiren tekrarlayan baş ve omurga travması hakkında ne olduğunu belirlemesi gerektiğini açıkladı.
Mekanizma nedir?
"Bunun sadece NFL oyuncuları olmadığından şüpheleniyorum, ancak yazarların önerdiği gibi, lise ve kolejde temas sporları yapan insanları da etkileyebilir. İleriye dönük açık bir yol, duyarlı bireyleri ALS ve CTE geliştirmeye tetiklemek için tekrarlayan kafa travması ile birlikte çalışan genetik faktörleri tanımlamak için daha iyi biyolojik depolar geliştirmektir. Aynı şekilde, kafa travmasını nicel olarak ölçmek için daha iyi yollar geliştirmemiz gerekiyor, böylece etkilerini genetik faktörler gibi diğer faktörlerle daha iyi ilişkilendirebiliriz.”