TÜKENMİŞLİĞİN ÇEŞİTLERİ
Tükenmişlik 3 boyutta ele alınabilir.
1) Duygusal Tükenme: Tükenmişliğin en önemli belirleyicisi olup, kişinin duygusal yönden kendisini yıpranmış hissetmesi ve aşırı yüklenilmiş olma duygularını gösterir. Tükenmişliğin en açık şekilde gözlenebilen boyutudur. Temelde kişilerin bitkinlik, yorgunluk, yıpranma, enerji kaybını ifade etmede kullanılır. Bu duygusal yorgunluğu yaşayan kişi, hizmet verdiği kişilere geçmişte olduğu kadar verici ve sorumlu davranmadığını düşünür. Gerginlik ve engellenmişlik duygularıyla yüklüdür ve ertesi gün yeniden aynı şeyleri yapma zorunluluğu büyük bir endişe kaynağıdır. Bu kişiler kendilerini yeni bir güne başlayabilmek için gerekli enerjiden yoksun hissederler. Duygusal kaynakları tamamen tükenmiştir.
2) Duyarsızlaşma: Kişilerin kendilerinden ya da yaptıklarından uzaklaşmaları nedeniyle bakıma yönelik idealizmlerini ve coşkularını kaybetmeleri, hizmet verdikleri kişilere karşı duygudan yoksun biçimde tutum ve davranışlar sergilemeleri, onlara aldırış etmemeleri, soğuk ve ilgisiz davranmaları, düşmanlık içeren olumsuz tepkilerde bulunmalarıdır. Dozu gittikçe artan bu olumsuz reaksiyon çeşitli şekillerde ortaya çıkar. Kişi karşısındakine aşağılayıcı ve kaba davranır; onların rica ve taleplerini göz ardı eder. Bireylere karşı bir insan olarak yaklaşımdan ziyade, bir nesne gibi yaklaşım söz konusudur. Bu durumdaki bakıcılar, hizmet verdikleri kişilere karşı mesafeli, umursamaz ve alaycı bir tavır takınırlar. Duyarsızlaşmanın diğer belirtileri arasında küçültücü bir dil kullanma, insanları kategorize etme, katı kurallara göre iş yapma ve başkalarından sürekli kötülük geleceğini sanma sayılabilir.
3) Kişisel Başarı Eksikliği: Sorunun başarıyla üstesinden gelememe ve kendini yetersiz olarak görmektir. Kişinin yaptığı işe karşı motivasyonu düşer; kendinde kontrol eksikliği ve çaresizlik hisseder ve kişisel olarak başarısızlık duyguları ile doludur. Başkaları hakkında geliştirdiği olumsuz düşünce ve davranışları nedeniyle kendisini suçlu hisseder. Kendisini kimsenin sevmediğine dair bir duygu geliştirerek kendisi hakkında başarısızlık hükmü verir. Bu noktada tükenmişliğin üçüncü aşaması olan düşük kişisel başarı hissi ortaya çıkar. Bireyin kendisi ile ilgili değerlendirmelerinin olumsuz bir nitelik kazanmasının sonucunda başarı ve yeterlilik duygularında azalma görülür. İşinde ilerleme kaydedemediğini, hatta gerilediğini düşünen bu kişiler kendilerini suçlu hisseder. Kişisel başarı eksikliği yaşayan bu kişiler, iş dışındaki faaliyetlere yönelirler. Sonuçta tükenmişlik, duygusal tükenme ile duyarsızlaşmanın artması ve kişisel başarının azalması ile ortaya çıkmaktadır.
TÜKENMİİLİĞİN BELİRTİLERİ
1) Duygusal Tükenme: Tükenmişliğin en önemli belirleyicisi olup, kişinin duygusal yönden kendisini yıpranmış hissetmesi ve aşırı yüklenilmiş olma duygularını gösterir. Tükenmişliğin en açık şekilde gözlenebilen boyutudur. Temelde kişilerin bitkinlik, yorgunluk, yıpranma, enerji kaybını ifade etmede kullanılır. Bu duygusal yorgunluğu yaşayan kişi, hizmet verdiği kişilere geçmişte olduğu kadar verici ve sorumlu davranmadığını düşünür. Gerginlik ve engellenmişlik duygularıyla yüklüdür ve ertesi gün yeniden aynı şeyleri yapma zorunluluğu büyük bir endişe kaynağıdır. Bu kişiler kendilerini yeni bir güne başlayabilmek için gerekli enerjiden yoksun hissederler. Duygusal kaynakları tamamen tükenmiştir.
2) Duyarsızlaşma: Kişilerin kendilerinden ya da yaptıklarından uzaklaşmaları nedeniyle bakıma yönelik idealizmlerini ve coşkularını kaybetmeleri, hizmet verdikleri kişilere karşı duygudan yoksun biçimde tutum ve davranışlar sergilemeleri, onlara aldırış etmemeleri, soğuk ve ilgisiz davranmaları, düşmanlık içeren olumsuz tepkilerde bulunmalarıdır. Dozu gittikçe artan bu olumsuz reaksiyon çeşitli şekillerde ortaya çıkar. Kişi karşısındakine aşağılayıcı ve kaba davranır; onların rica ve taleplerini göz ardı eder. Bireylere karşı bir insan olarak yaklaşımdan ziyade, bir nesne gibi yaklaşım söz konusudur. Bu durumdaki bakıcılar, hizmet verdikleri kişilere karşı mesafeli, umursamaz ve alaycı bir tavır takınırlar. Duyarsızlaşmanın diğer belirtileri arasında küçültücü bir dil kullanma, insanları kategorize etme, katı kurallara göre iş yapma ve başkalarından sürekli kötülük geleceğini sanma sayılabilir.
3) Kişisel Başarı Eksikliği: Sorunun başarıyla üstesinden gelememe ve kendini yetersiz olarak görmektir. Kişinin yaptığı işe karşı motivasyonu düşer; kendinde kontrol eksikliği ve çaresizlik hisseder ve kişisel olarak başarısızlık duyguları ile doludur. Başkaları hakkında geliştirdiği olumsuz düşünce ve davranışları nedeniyle kendisini suçlu hisseder. Kendisini kimsenin sevmediğine dair bir duygu geliştirerek kendisi hakkında başarısızlık hükmü verir. Bu noktada tükenmişliğin üçüncü aşaması olan düşük kişisel başarı hissi ortaya çıkar. Bireyin kendisi ile ilgili değerlendirmelerinin olumsuz bir nitelik kazanmasının sonucunda başarı ve yeterlilik duygularında azalma görülür. İşinde ilerleme kaydedemediğini, hatta gerilediğini düşünen bu kişiler kendilerini suçlu hisseder. Kişisel başarı eksikliği yaşayan bu kişiler, iş dışındaki faaliyetlere yönelirler. Sonuçta tükenmişlik, duygusal tükenme ile duyarsızlaşmanın artması ve kişisel başarının azalması ile ortaya çıkmaktadır.
TÜKENMİİLİĞİN BELİRTİLERİ
Tükenmişliğin belirtileri fiziksel, psikolojik, zihinsel ve davranışsal olmak üzere 4 şekilde görülebilir.
1) Fiziksel tükenmişlik belirtileri:
* Kronik yorgunluk, güçsüzlük, enerji kaybı, yıpranma,
* Hastalıklara daha hassas olma,
* Sık baş ağrıları, kas krampları, bel ağrısı,
* Bulantı, sindirim sistemi rahatsızlık,
* Uyku bozuklukları,
* Cinsel istekte azalma, gibi değişik sorun ve yakınmaları içerir.
2) Psikolojik tükenmişlik belirtileri:
* Dikkat azalması, karar vermede yetersizlik,
* Kaygı, huzursuzluk,
* Depresif duygulanım, ümitsizlik, boşluk ve anlamsızlık hissi,
* Psikolojik kaynaklı fiziksel rahatsızlıklar, apati,
* Madde bağımlılığı,
* Desteksiz, güvensiz hissetme,
* Benlik saygısında düşme, değersiz hissetme, eleştiriye aşırı duyarlılık,
* Evde gerilim ve tartışma artışı, çabuk öfkelenme ve kronik sinirlilik hali,
* Kızgınlık, sabırsızlık, huzursuzluk gibi negatif duygulanımlarda artış,
* Nezaket, arkadaşlık ve saygı gibi pozitif duygulanımlarda azalma şeklindedir.
3)Zihinsel tükenmişlik belirtileri:
* Bilişsel becerilerde yavaşlama,
* Doyumsuzluk,
* Kendine, işine ve genel olarak yaşama karşı negatif tutumlar içinde olmak olarak sayılabilmektedir.
4)Davranışsal tükenmişlik belirtileri:
* Sigara ve alkol kullanımında artış,
* Yapılan işe karşı coşkunun ve ilginin azalması, başarı ve üretkenlikte azalma,
* İşleri sürüncemede bırakma veya erteleme,
* İşe geç gelme, izinsiz veya mazeretli işe gelmeme,
* İşi bırakma eğilimi, işe ilginin kaybı,
* İş veya iş dışı ilişkilerde bozulma; bakım verilen kişiye karşı alaycı tavır sergileme,
* İşle ilgili olmayan başka konularla vakit geçirme şeklindedir.
Kişide psikolojik kaynaklı rahatsızlık ortaya çıkabileceği gibi var olan rahatsızlıklarda artış da gözlenebilmektedir. TS yaşayan bir bireyde sonuçta işi bırakma, savsaklama gibi davranışlar görülebilir.
TÜKENMİŞLİĞİN AŞAMALARI
Tükenme devamlılığı olan bir süreçtir, kesinti yoktur. Ancak anlaşılabilirliğini kolaylaştırmak amacıyla 4 evreye ayrılmıştır.
1. Evre – İdealistik Şevk ve Coşku Evresi: Bu evrede umut, enerji artışı ve ulaşılamayacak düzeydeki beklentiler söz konusudur. Yüksek beklentilere ve hayallere ve amaçlara ulaşabilmek için şiddetli motivasyona sahip olunan aşamadır. Yakınına bakım verme isteği her şeyin önüne geçmiştir; birey kendisine, ailesine ve sosyal yaşantısına zarar vermesine rağmen uykusuzluğa ve zorlu olan bakım koşullarına uyum sağlamaya çalışmaktadır. Genellikle bakım vermeye yeni başlayan kişilerde görülür. Bu aşamadaki birey, gerek bakım verdiği kişi gerekse de çevredeki insanlar üzerinde olumlu etkiler bırakmak için bütün enerjisi ile çalışmaktadır. Ancak takdir edilmeyi, ödüllendirilmeyi beklerken, karşılaşılan tablo gerçekçi olmayan önyargılar, prensipler, hükümler ve amaçlarla ilgili sorunlar olabilir. Bu durumda gayretinin karşılığında uğradığı hayal kırıklığı sonucu birey, kaçınılmaz olarak tükenmişliğin ikinci aşaması olan durağanlaşma aşamasına doğru ilerlemeye başlar. Bu durum sıklıkla, bakım vermeye başladıktan bir yıl sonra görülmektedir.
2. Evre – Durağanlaşma Evresi: Bu evrede kişi bakım verirken yaşadığı güçlüklerden ve daha önce umursamadığı veya görmezden geldiği bazı noktalardan rahatsızlık duymaya başlar. İstek, enerji ve umutta azalma olur. Bakım vermekten başka ne yaptığını sorgulamaya başlar. I. evreden II. evreye geçiş aşamasında kişi, bakım işini yavaşlatmayı düşünür, çünkü artık ilk aşamada karşılaştığı sorunlar onu sıkmış ve yormuştur. Bu aşamada, birey işine yönelik daha önce gösterdiği gayreti gösterememektedir; nitekim sahip olduğu enerji düzeyi düşmekte, motivasyonu azalmakta, beklentilerine yönelik hayal kırıklıkları yaşamakta ve bunların sonucu olarak da işinden soğumaktadır. Bu aşama, tükenmişliği tecrübe eden insanlar arasında “yolun sonuna Gelme “tünelin sonunda herhangi bir ışık görememe” gibi ifadelerle tasvir edilmektedir.
3. Evre – Engellenme Evresi: Yakınına bakım ve yardım çabası ön planda olan kişi, sistemin ve olumsuz koşulların değiştirilemeyeceğinin farkına varır. Bu aşamada kişi bakım işini sürdürüp sürdüremeyeceğini sorgulamaya baslar. Kişide engellendiği duygusu hakim olur. Bireyin işinde sürekli engellenme yaşıyor olması, onu büyük bir olasılıkla tükenmişliğin dördüncü aşamasına taşıyacaktır; ancak kişi bu aşamada farklı savunma yöntemlerinden birisini de geliştirebilir; ya kendi durumu ve içerisinde bulunduğu şartlar arasında bir denge kurarak tükenmişlikten kurtulabilir ya da tükenmişliği görmezden gelir, daha yoğun ve daha uzun süre çalışarak sorunu çözebileceğini düşünebilir ve tükenmişlik daha da ağırlaşır. Bir diğer savunma mekanizması olarak durumdan kendini çekme davranışı geliştirip işini yaparken katı, duyarsız ve mekanikleşmiş davranışlar sergiler ve kendisini ruhen işine vermeyebilir.
4. Evre – Umursamazlık Evresi: “Engellenmeye karşı kullanılan doğal bir savunma mekanizması” şeklinde tanımlanır. Bu evrede ileri derecede umutsuzluk, duygusal kopma, kısırlaşma, sıkılma, inançsızlık hakimdir. Umursamazlık aşamasının tipik belirtileri; bakım işinden duygusal olarak kopma, teslim olmuş, her şeyden vazgeçmiş bir görünüş, mekanikleşme ve rutinlerin korunması şeklindedir. Kişi bu işi sevdiği için değil sosyal ve ekonomik güvence için, mecburiyetten yapmaktadır ve bu durum onun için kaygı ve sıkıntı kaynağı olmaktadır; yaptığı işten doyum alamamaktadır. Umursamazlık, uzun süreli engellemelerin yıkıcı etkilerinin üstesinden gelebilmek için bakım veren kişinin başvurduğu son çare olarak görülmektedir. Bu durum bakım verilen insanları hor görme, aşağılama, küçük görme, önemsememe şeklinde gelişir. En kötüsü de bunu yaşayan bireyin, diğer insanların bu tipte bir davranışı hak ettiklerine yürekten inanmasıdır. Dışarıdan bakıldığında soğuk, ilgisiz ve katı bir imaja sahip olan bu bireyler, ilerleyen süreçlerde özel yaşamlarında da çatışmalar yasayabilir ve genellikle yalnız kalmayı tercih edebilirler. Tükenmişliğin bu evrelerinin her zaman bu sıra ile gerçekleşmesi şart değildir. Bireyin tükenmişliği farklı evrelerden başlayabilir veya farklı bir sıralama ile tükenmişlik yaşanabilir.
TÜKENMİŞLİĞİN NEDENLERİ
Tükenmişlik kişinin beklentisi ile ilgilidir. Kişinin gerçek dışı beklentisinin olması, gerçek ile beklentiler arasındaki farkın fazla olması, beklentinin karşılanamaması durumunda ortaya çıkar. Kronik hastalığı ya da fiziksel engeli olanlar, kronik/ölümcül hastalığı olan hastaya, zihinsel/fiziksel engelliye ya da yaşlıya bakım veren kişiler tükenmişlik açısından risk altındadır. Tükenmişliğin nedenleri 2 grup altında incelenebilir.
1)- Bireysel Nedenler: Kendisini bakım işine aşırı adayan, bu işe aşırı bağlanan, bireysel beklentileri fazla olan kişiler tükenmişliğe daha yatkındırlar. Ayrıca bu kişiler çevrelerindekilerin kendisinden daha fazla fedakârlık beklentisi içinde olduğunu düşündüğünde tükenmişlik başlayabilir. Rekabetçi, aceleci, mükemmeliyetçi, kaygılı, gerçek dışı hedefleri olan, özsaygısı düşük, aşırı duyarlı gibi kişilik özellikleri de tükenmişliğe yol açabilir. Genç yaştakiler tükenmişliğe daha yatkındır. Kadınlar “duygusal tükenmişliğe”, erkekler ise “duyarsızlaşmaya” daha yatkındırlar. Eğitim düzeyi yükseldikçe tükenmişliğe yatkınlık artmaktadır. Evlilik açısından bakıldığında, bekâr ve boşanmış erkeklerde “duygusal tükenmişlik” yüksekken, evli kadınlarda tam tersidir. Çocuk sahibi olmak tükenmişlik riskini azaltmaktadır.
2)- İnsanlar Arası İlişkilerden ve Ortamdan Kaynaklanan Nedenler: Aile ve çevrenin bakım verenden beklentilerinin yüksek olması, kendisine ve ailesine yeterince zaman ayıramama, aile-içi çatışma ve sorunlar, sorumluluk paylaşımındaki adaletsizlik, destekleyici aile ve sosyal ilişkilerden yoksun olma, aile içinden akraba ya da çevreden beklenen düzeyde takdir görememe gibi nedenler de tükenmişliğe neden olabilmektedir.
TÜKENMİŞLİKLE BAŞETMEK İÇİN ÖNERİLER
1. Bakım için başvuranlar bir alıştırma programına alınmalı: Bu sayede henüz işe başlamadan bunun kendilerine uygun olup olmadığına karar vermek ve erkenden vazgeçmek açısından bir şans tanınmış olur. Böylece ileride, yaptığı işin kendisine uygun olmadığını düşünerek tükenmişlik yaşama riski önlenmiş olur.
2. Çalışanların kişilik özellikleri değerlendirilmeli: Eğer kişilik yapısı böyle bir hizmete uygun değilse, başka çözümler düşünülmeli
3. Rol ve sorumluluklar en baştan ve net olarak tanımlanmalı ve bunun dışına çıkılmamalı: Böylece beklentilerin bu doğrultuda şekillenmesi sağlanarak tükenmişliğin nedenlerinden biri olan gerçek dışı beklenti içinde olması önlenmiş olur.
4. Tükenmişlik sendromu hakkında bilgilendirme amaçlı düzenli eğitimler düzenlemeli: Çalışanların bulguları erkenden tanıması sağlanmış olacaktır.
5. Tükenmişlik sendromu yaşayanların bununla baş etmek için özel hazırlanmış programlara dönüşümlü olarak katılımı sağlanmalı.
6. Belli bir kişiye sürekli aynı görev yüklenmemeli, aynı yere sürekli bir kişi görevlendirilmemeli.
7. Çok uzun ve yoğun çalışma saatleri başka birisi ile paylaşılmalı
8.Çeşitli nedenlerle bakım veren ve tükenmişlik yaşayanların birbirlerine bu süreçte yaşadıklarını ve hissettiklerini anlatacağı ortamlar oluşturulmalı: Böylece TS yaşayan bireylerin yalnız olmadıklarını hissetmeleri, yapması ve yapmaması gerekenleri saptamaları sağlanmış olacaktır.
9. Konu ile ilgili düzenli eğitim verilmeli.
10. Aile bireyleri ve çevre tarafından takdir edilmesi desteklenmeli
11. Başkalarından da yardım isteyebilmeli
Kaynak:
1) Fiziksel tükenmişlik belirtileri:
* Kronik yorgunluk, güçsüzlük, enerji kaybı, yıpranma,
* Hastalıklara daha hassas olma,
* Sık baş ağrıları, kas krampları, bel ağrısı,
* Bulantı, sindirim sistemi rahatsızlık,
* Uyku bozuklukları,
* Cinsel istekte azalma, gibi değişik sorun ve yakınmaları içerir.
2) Psikolojik tükenmişlik belirtileri:
* Dikkat azalması, karar vermede yetersizlik,
* Kaygı, huzursuzluk,
* Depresif duygulanım, ümitsizlik, boşluk ve anlamsızlık hissi,
* Psikolojik kaynaklı fiziksel rahatsızlıklar, apati,
* Madde bağımlılığı,
* Desteksiz, güvensiz hissetme,
* Benlik saygısında düşme, değersiz hissetme, eleştiriye aşırı duyarlılık,
* Evde gerilim ve tartışma artışı, çabuk öfkelenme ve kronik sinirlilik hali,
* Kızgınlık, sabırsızlık, huzursuzluk gibi negatif duygulanımlarda artış,
* Nezaket, arkadaşlık ve saygı gibi pozitif duygulanımlarda azalma şeklindedir.
3)Zihinsel tükenmişlik belirtileri:
* Bilişsel becerilerde yavaşlama,
* Doyumsuzluk,
* Kendine, işine ve genel olarak yaşama karşı negatif tutumlar içinde olmak olarak sayılabilmektedir.
4)Davranışsal tükenmişlik belirtileri:
* Sigara ve alkol kullanımında artış,
* Yapılan işe karşı coşkunun ve ilginin azalması, başarı ve üretkenlikte azalma,
* İşleri sürüncemede bırakma veya erteleme,
* İşe geç gelme, izinsiz veya mazeretli işe gelmeme,
* İşi bırakma eğilimi, işe ilginin kaybı,
* İş veya iş dışı ilişkilerde bozulma; bakım verilen kişiye karşı alaycı tavır sergileme,
* İşle ilgili olmayan başka konularla vakit geçirme şeklindedir.
Kişide psikolojik kaynaklı rahatsızlık ortaya çıkabileceği gibi var olan rahatsızlıklarda artış da gözlenebilmektedir. TS yaşayan bir bireyde sonuçta işi bırakma, savsaklama gibi davranışlar görülebilir.
TÜKENMİŞLİĞİN AŞAMALARI
Tükenme devamlılığı olan bir süreçtir, kesinti yoktur. Ancak anlaşılabilirliğini kolaylaştırmak amacıyla 4 evreye ayrılmıştır.
1. Evre – İdealistik Şevk ve Coşku Evresi: Bu evrede umut, enerji artışı ve ulaşılamayacak düzeydeki beklentiler söz konusudur. Yüksek beklentilere ve hayallere ve amaçlara ulaşabilmek için şiddetli motivasyona sahip olunan aşamadır. Yakınına bakım verme isteği her şeyin önüne geçmiştir; birey kendisine, ailesine ve sosyal yaşantısına zarar vermesine rağmen uykusuzluğa ve zorlu olan bakım koşullarına uyum sağlamaya çalışmaktadır. Genellikle bakım vermeye yeni başlayan kişilerde görülür. Bu aşamadaki birey, gerek bakım verdiği kişi gerekse de çevredeki insanlar üzerinde olumlu etkiler bırakmak için bütün enerjisi ile çalışmaktadır. Ancak takdir edilmeyi, ödüllendirilmeyi beklerken, karşılaşılan tablo gerçekçi olmayan önyargılar, prensipler, hükümler ve amaçlarla ilgili sorunlar olabilir. Bu durumda gayretinin karşılığında uğradığı hayal kırıklığı sonucu birey, kaçınılmaz olarak tükenmişliğin ikinci aşaması olan durağanlaşma aşamasına doğru ilerlemeye başlar. Bu durum sıklıkla, bakım vermeye başladıktan bir yıl sonra görülmektedir.
2. Evre – Durağanlaşma Evresi: Bu evrede kişi bakım verirken yaşadığı güçlüklerden ve daha önce umursamadığı veya görmezden geldiği bazı noktalardan rahatsızlık duymaya başlar. İstek, enerji ve umutta azalma olur. Bakım vermekten başka ne yaptığını sorgulamaya başlar. I. evreden II. evreye geçiş aşamasında kişi, bakım işini yavaşlatmayı düşünür, çünkü artık ilk aşamada karşılaştığı sorunlar onu sıkmış ve yormuştur. Bu aşamada, birey işine yönelik daha önce gösterdiği gayreti gösterememektedir; nitekim sahip olduğu enerji düzeyi düşmekte, motivasyonu azalmakta, beklentilerine yönelik hayal kırıklıkları yaşamakta ve bunların sonucu olarak da işinden soğumaktadır. Bu aşama, tükenmişliği tecrübe eden insanlar arasında “yolun sonuna Gelme “tünelin sonunda herhangi bir ışık görememe” gibi ifadelerle tasvir edilmektedir.
3. Evre – Engellenme Evresi: Yakınına bakım ve yardım çabası ön planda olan kişi, sistemin ve olumsuz koşulların değiştirilemeyeceğinin farkına varır. Bu aşamada kişi bakım işini sürdürüp sürdüremeyeceğini sorgulamaya baslar. Kişide engellendiği duygusu hakim olur. Bireyin işinde sürekli engellenme yaşıyor olması, onu büyük bir olasılıkla tükenmişliğin dördüncü aşamasına taşıyacaktır; ancak kişi bu aşamada farklı savunma yöntemlerinden birisini de geliştirebilir; ya kendi durumu ve içerisinde bulunduğu şartlar arasında bir denge kurarak tükenmişlikten kurtulabilir ya da tükenmişliği görmezden gelir, daha yoğun ve daha uzun süre çalışarak sorunu çözebileceğini düşünebilir ve tükenmişlik daha da ağırlaşır. Bir diğer savunma mekanizması olarak durumdan kendini çekme davranışı geliştirip işini yaparken katı, duyarsız ve mekanikleşmiş davranışlar sergiler ve kendisini ruhen işine vermeyebilir.
4. Evre – Umursamazlık Evresi: “Engellenmeye karşı kullanılan doğal bir savunma mekanizması” şeklinde tanımlanır. Bu evrede ileri derecede umutsuzluk, duygusal kopma, kısırlaşma, sıkılma, inançsızlık hakimdir. Umursamazlık aşamasının tipik belirtileri; bakım işinden duygusal olarak kopma, teslim olmuş, her şeyden vazgeçmiş bir görünüş, mekanikleşme ve rutinlerin korunması şeklindedir. Kişi bu işi sevdiği için değil sosyal ve ekonomik güvence için, mecburiyetten yapmaktadır ve bu durum onun için kaygı ve sıkıntı kaynağı olmaktadır; yaptığı işten doyum alamamaktadır. Umursamazlık, uzun süreli engellemelerin yıkıcı etkilerinin üstesinden gelebilmek için bakım veren kişinin başvurduğu son çare olarak görülmektedir. Bu durum bakım verilen insanları hor görme, aşağılama, küçük görme, önemsememe şeklinde gelişir. En kötüsü de bunu yaşayan bireyin, diğer insanların bu tipte bir davranışı hak ettiklerine yürekten inanmasıdır. Dışarıdan bakıldığında soğuk, ilgisiz ve katı bir imaja sahip olan bu bireyler, ilerleyen süreçlerde özel yaşamlarında da çatışmalar yasayabilir ve genellikle yalnız kalmayı tercih edebilirler. Tükenmişliğin bu evrelerinin her zaman bu sıra ile gerçekleşmesi şart değildir. Bireyin tükenmişliği farklı evrelerden başlayabilir veya farklı bir sıralama ile tükenmişlik yaşanabilir.
TÜKENMİŞLİĞİN NEDENLERİ
Tükenmişlik kişinin beklentisi ile ilgilidir. Kişinin gerçek dışı beklentisinin olması, gerçek ile beklentiler arasındaki farkın fazla olması, beklentinin karşılanamaması durumunda ortaya çıkar. Kronik hastalığı ya da fiziksel engeli olanlar, kronik/ölümcül hastalığı olan hastaya, zihinsel/fiziksel engelliye ya da yaşlıya bakım veren kişiler tükenmişlik açısından risk altındadır. Tükenmişliğin nedenleri 2 grup altında incelenebilir.
1)- Bireysel Nedenler: Kendisini bakım işine aşırı adayan, bu işe aşırı bağlanan, bireysel beklentileri fazla olan kişiler tükenmişliğe daha yatkındırlar. Ayrıca bu kişiler çevrelerindekilerin kendisinden daha fazla fedakârlık beklentisi içinde olduğunu düşündüğünde tükenmişlik başlayabilir. Rekabetçi, aceleci, mükemmeliyetçi, kaygılı, gerçek dışı hedefleri olan, özsaygısı düşük, aşırı duyarlı gibi kişilik özellikleri de tükenmişliğe yol açabilir. Genç yaştakiler tükenmişliğe daha yatkındır. Kadınlar “duygusal tükenmişliğe”, erkekler ise “duyarsızlaşmaya” daha yatkındırlar. Eğitim düzeyi yükseldikçe tükenmişliğe yatkınlık artmaktadır. Evlilik açısından bakıldığında, bekâr ve boşanmış erkeklerde “duygusal tükenmişlik” yüksekken, evli kadınlarda tam tersidir. Çocuk sahibi olmak tükenmişlik riskini azaltmaktadır.
2)- İnsanlar Arası İlişkilerden ve Ortamdan Kaynaklanan Nedenler: Aile ve çevrenin bakım verenden beklentilerinin yüksek olması, kendisine ve ailesine yeterince zaman ayıramama, aile-içi çatışma ve sorunlar, sorumluluk paylaşımındaki adaletsizlik, destekleyici aile ve sosyal ilişkilerden yoksun olma, aile içinden akraba ya da çevreden beklenen düzeyde takdir görememe gibi nedenler de tükenmişliğe neden olabilmektedir.
TÜKENMİŞLİKLE BAŞETMEK İÇİN ÖNERİLER
1. Bakım için başvuranlar bir alıştırma programına alınmalı: Bu sayede henüz işe başlamadan bunun kendilerine uygun olup olmadığına karar vermek ve erkenden vazgeçmek açısından bir şans tanınmış olur. Böylece ileride, yaptığı işin kendisine uygun olmadığını düşünerek tükenmişlik yaşama riski önlenmiş olur.
2. Çalışanların kişilik özellikleri değerlendirilmeli: Eğer kişilik yapısı böyle bir hizmete uygun değilse, başka çözümler düşünülmeli
3. Rol ve sorumluluklar en baştan ve net olarak tanımlanmalı ve bunun dışına çıkılmamalı: Böylece beklentilerin bu doğrultuda şekillenmesi sağlanarak tükenmişliğin nedenlerinden biri olan gerçek dışı beklenti içinde olması önlenmiş olur.
4. Tükenmişlik sendromu hakkında bilgilendirme amaçlı düzenli eğitimler düzenlemeli: Çalışanların bulguları erkenden tanıması sağlanmış olacaktır.
5. Tükenmişlik sendromu yaşayanların bununla baş etmek için özel hazırlanmış programlara dönüşümlü olarak katılımı sağlanmalı.
6. Belli bir kişiye sürekli aynı görev yüklenmemeli, aynı yere sürekli bir kişi görevlendirilmemeli.
7. Çok uzun ve yoğun çalışma saatleri başka birisi ile paylaşılmalı
8.Çeşitli nedenlerle bakım veren ve tükenmişlik yaşayanların birbirlerine bu süreçte yaşadıklarını ve hissettiklerini anlatacağı ortamlar oluşturulmalı: Böylece TS yaşayan bireylerin yalnız olmadıklarını hissetmeleri, yapması ve yapmaması gerekenleri saptamaları sağlanmış olacaktır.
9. Konu ile ilgili düzenli eğitim verilmeli.
10. Aile bireyleri ve çevre tarafından takdir edilmesi desteklenmeli
11. Başkalarından da yardım isteyebilmeli
Kaynak:
EVDE BAKIM HİZMETİ VEREN AKRABALARA YÖNELİK
TEMEL VE TAMAMLAYICI BAKIM EĞİTİM
PROGRAMI
Eğitimciler İçin Eğitim Rehberi
İZMİR İL SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ, 2015
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder