9 Mayıs’ta JAMA Neurology dergisinde ALS hastalığı ve haşere ilaçlarında bulunan çevresel zehirler arasındaki muhtemel bağlantıları araştıran bir çalışmanın sonuçları yayınlandı.
Michigan Üniversitesi’nde Dr. Feng-Chiao Su ve Dr. Eva Feldman öncülüğünde bir grup araştırmacının yapmış olduğu çalışmada haşere ilaçlarına maruz kalmanın, ALS hastalığı gelişme riskini arttırdığı sonucuna ulaşıldı.
Bu çalışma neleri kapsamaktadır?
Amerika’nın Michigan eyaletinde gönüllü 129 sağlıklı insan ile 156 ALS hastası kendilerine ait mesleki geçmişlerine ait anketi tamamlayıp kan örnekleri verdiler.
Ankette, katılımcılara yaptıkları uğraşlar ile ilgili hayatlarındaki 4 farklı zamana ait sorular soruldu. Bu zaman dilimleri hayatlarının son 10 yılı, son 10 ile 30 yıl arası, 30 yıl ve öncesi ve de hayatlarındaki herhangi bir noktasını kapsamaktaydı. Araştırmacılar verilen cevaplardan yola çıkarak katılımcıların haşere ilaçlarına maruz kalıp kalmadığı ihtimalini ortaya çıkarmaya çalıştılar.
Katılımcıların vermiş olduğu kan örneklerinde, organik klorlu haşere ilaçları ya da OCP’ler de dahil olmak üzere 122 adet kalıcı çevre kirleticilerin seviyelerine bakıldı.
Kalıcı çevre kirleticiler, doğada çok yavaş şekilde yok olabilen uzun yarı-ömürlü kirleticilerdir. Bu da çok uzun yıllar önce maruz kalınsa bile insan kanında daha sonradan da görülebileceği anlamına gelmektedir. Ancak kanda görülebilecek bu değerler maddelerin kaynağının mesleki koşullarda mı veya evdeki kullanımlarda mı ya da üzerine haşere ilacı bulaşmış meyve sebze tüketimiyle mi vücuda alındığı hakkında bilgi verememektedir.
Çalışma sonucu neyi göstermektedir?
Bu çalışmanın sonucu, mesleki yaşamın herhangi bir zamanında haşere ilaçlarına maruz kalmanın ALS hastalığı için yüksek bir risk taşıdığını işaret etmektedir.
İncelenen kan örnekleri, kanda yoğunlaşan 5 adet çevre kirleticisinin ALS hastalığı için yüksek risk olabileceğini göstermektedir.
Bu tip çalışmalarda iki faktör arasındaki bağlantının değeri göreceli risk oranı olarak verilmektedir. Göreceli risk oranı, herhangi bir maddeye maruz kalındıktan sonra ne tür bir neticenin oluşacağı ihtimallerini göstermektedir. ( Bu çalışmada, haşere ilaçlarına maruz kalmanın ALS’yi tetiklemesine ait riski göstermektedir.) Birin üzerindeki oranlar ilişkili ikiden fazla ihtimali işaret etmektedir.
İş yerinde haşere ilaçlarına maruz kalma için rapor edilen göreceli risk oranı 5.09’du. Halbuki kan örneklerindeki 5 adet kimyasal madde için göreceli risk oranı 1.81 ile 5.74 arasında dağılım göstermekteydi. Bu rakam, ALS hastalığını tetikleme riskinin 5 kat fazlasına kadar tekabül etmektedir. (Aksine, bağıl risk hala son derece düşük.)
Benim için bu ne anlama gelmekte?
Haşere ilaçlarının çok farklı çeşitleri mevcuttur. Araştırmacıların ALS hastalığını tetikleme riskini arttırdığını tespit ettiği haşere ilacı grubu ise, eski bir tip olan ve insan vücuduna girdikten sonra uzun süre kalabilen bir ilaç grubu. Bunların da etkileri bilinmektedir. Bu nedenle DDT’de olduğu gibi birçok eski tür haşere ilacının kullanımına yasak getirilmiştir.
Günümüzdeki modern haşere ilacı kullanımı tam anlamıyla ayarlanmış ve kullanılan kimyasallar eski türlerdeki gibi vücutta uzun süre kalmamaktadır. Katılımcıların kan örneklerinde yeni nesil haşere ilaçlarına rastlanmadı. Bu yüzden yeni nesil ilaçların ALS hastalığı için bir risk faktörü olup olmadığını bilmiyoruz.
MND Derneği Araştırma Bölümü başkanı Dr. Belinda Cupid bu çalışmanın sonucunu şu şekilde yorumladı:
“Biliyoruz ki insanlar, ALS hastalığına farklı çevresel nedenler, yaşam biçimleri ve de genetik faktörler sonucunda yakalanmaktadır.”
“Bunlardan her birinin kendi başına ALS hastalığına neden olacağı olasılık dışı tutulmaktadır ve bu araştırmanın sonuçları bir keşif olarak değerlendirilmemektedir. Ancak haşere ilaçlarına maruz kalınmayla ilgili bu kanıt, ALS hastalığına yakalanma sayısı artışına karşın hastalığa sebep olan bir risk faktörü olarak kabul edilmektedir. Eminim ki bu, gelecekteki araştırmalar için bir odak noktası olacaktır.
Çevresel toksinler ALS hastası olmak için tek başına yeterli mi?
Bu çalışma, ALS’ye neden olabilecek risk faktörlerine ait bilgilerimize katkı sağlasa bile cevap bekleyen bazı sorular hala var:
§ Haşere ilaçlarına maruz kalma ne zaman ALS’yi tetikleme riskinin artışına sebep olacak (X yıl süresi içerisinde ilaca maruz kalma)?
§ Hangi seviyede ilaca maruz kalma yüksek bir risk içermektedir?
§ Tüm haşere ilaç çeşitleri bir risk faktörü olarak kabul edilmekte midir yoksa sadece belli başlı olanları mı risk faktörüdür? (eski tip ilaç vs. modern ilaç)
§ Haşere ilaçları motor nöron hücre tahribatına nasıl sebep olmaktadır?
Daha fazla bilgi için:
Journal article: Feng-Chiao Su et al. (2016) Association of Environmental Toxins With Amyotrophic Lateral Sclerosis. JAMA Neurology. Published online May 9, 2016 doi: 10.1001/jamaneurol.2016.0594 (published open access)
Editorial in JAMA Neurology: J Cragg, M Cudkowicz, M Weisskopf. The Role of Environmental Toxins in Amyotrophic Lateral Sclerosis Risk. doi: 10.1001/jamaneurol.2016.1038
http://archneur.jamanetwork.com/article.aspx?articleid=2519875
Çeviri: Eren Uyumaz
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder