5-19 Mart 2016
Galata Fotoğrafhanesi
Fotoğraf Vakfı Galerisi
Yer: Galata Fotoğrafhanesi, Serdar-ı Ekrem Cad. Ali Hoca Sok. No: 15 A Galata - İstanbul, TürkiyeTel: 0212 243 71 87
Yakalandığı Amansız
hastalığa rağmen fotoğraf aşığı ALİ VAR Kardeşimiz 4 Mart Cuma 20:00 da TAHİR
ÜN ile birlikte İmpladent salonunda bizlerle olacak...
Bize olmaz dediğimiz pek çok şey başımıza gelebiliyor. Ali Var, 25 yaşında ALS (*) teşhisi aldı. Kendisine birkaç yıl içinde öleceği söylendi. Ellerini kullanamıyor, yürüyemiyor, konuşamıyor ve eşi tarafından yaşatılıyor. Bir gün, bir fotoğraf sanatçısı ile karşılaştı. Fotoğraf tutkusu ile birbirlerini kardeş ilan ettiler. Ali, bir eş ve bir baba olmanın yanı sıra kısa oyunlar yazıyor, fotoğraf çekiyor, üretiyor. Kısacası, Ali, 7 yıldır yaşıyor…
Bizler, bir enstrüman olarak kullandığımız bedenlerimizin ötesinde ruhsal varlıklarız. Bizler, aynı zamanda birbiriyle bağlantılı varlıklarız. Bu bağlantıyı beynimizin sağ yarıküresi aracılığıyla kuruyoruz. Bir insanlık ailesi olarak bizi birbirimize bağlayan, sağ yarıküre bilincimizdir. Bizler, mükemmelin küçük ve mükemmel parçalarıyız. Bizler bütünüz.
Bildiğimiz kadarıyla sağ yarıküre bilincimizi geliştiren en önemli araç sanattır. Sanat, yaşama farklı bir bakış açısı ile bakmayı sağlar. Sanat, insan beyninin en yüksek fonksiyonlarından biridir.
Bir amacımız varsa ve bu amaç evrensel bir nitelik taşıyorsa en zor koşullarda bile bir çıkış yolu bulabiliriz. Bu amaç bizi yaşamın kaynağına yaklaştırır. Bu amaç kişi, nesne, inanç, olay, siyasi görüş olabileceği gibi, kişinin yaratıcılığını ortaya koyan bir sanat dalı olabilir.
Bir sanat dalı ile uğraşan kişide bedensel ve ruhsal denge sağlıklı bir şekilde kurulur. Kişi, günlük yaşam sorunlarından, hastalığın getirdiği sıkıntı, kaygı ve kısıtlamalardan uzaklaşır, değişik nesneler, kişiler ve canlılarla bağlantı kurar, doğayı, evreni, insanları benimser, çevresindeki canlı- cansız tüm varlıklarla arasında duygusal bir bağlantı kurar. Yaşamında her şeyin bir yeri, önemi ve anlamı olur, özsaygısı artar, topluma karışır, kendini, varlığını ortaya koyar.
Ali, içinde yaşattığı "Ali" kimliği ve bedeninden elinde kalanları ustaca birleştirip kimi zaman deklanşöre basıyor, kimi zaman enstantane ve kadraj belirleyip deklanşöre başkasının basmasını işaret ediyor. Ali, fotoğraf sanatı ile "ben varım, buradayım, görüyorum, gözlüyorum, hissediyorum, kendimi, yaşamı, evreni seviyorum, düşünüyorum, anı yaşıyorum ve tadını çıkarıyorum ve paylaşıyorum" diyor. "Birey olarak farklıyım ama içinizden biriyim, sizden biriyim" mesajını veriyor.
40 yıllık fotoğraf ustası Tahir Ün ve bir "ALS ile yaşam" ustası Ali Var birlikte, yeni bakış açılarıyla şimdiki zamanı anlıyor ve hepimize anlatıyorlar.
İnanıyorum ki, sağ yarıküremizin o içsel huzur devrelerini çalıştırmayı ne kadar çok seçersek, dış dünyaya da o kadar çok huzur ve barış yansıtacağız ve gezegenimiz çok daha huzurlu bir yer olacak.
Dr. Jill Bolte Taylor, Nöroanatomist
Dr. Alper Kaya
Bize olmaz dediğimiz pek çok şey başımıza gelebiliyor. Ali Var, 25 yaşında ALS (*) teşhisi aldı. Kendisine birkaç yıl içinde öleceği söylendi. Ellerini kullanamıyor, yürüyemiyor, konuşamıyor ve eşi tarafından yaşatılıyor. Bir gün, bir fotoğraf sanatçısı ile karşılaştı. Fotoğraf tutkusu ile birbirlerini kardeş ilan ettiler. Ali, bir eş ve bir baba olmanın yanı sıra kısa oyunlar yazıyor, fotoğraf çekiyor, üretiyor. Kısacası, Ali, 7 yıldır yaşıyor…
Bizler, bir enstrüman olarak kullandığımız bedenlerimizin ötesinde ruhsal varlıklarız. Bizler, aynı zamanda birbiriyle bağlantılı varlıklarız. Bu bağlantıyı beynimizin sağ yarıküresi aracılığıyla kuruyoruz. Bir insanlık ailesi olarak bizi birbirimize bağlayan, sağ yarıküre bilincimizdir. Bizler, mükemmelin küçük ve mükemmel parçalarıyız. Bizler bütünüz.
Bildiğimiz kadarıyla sağ yarıküre bilincimizi geliştiren en önemli araç sanattır. Sanat, yaşama farklı bir bakış açısı ile bakmayı sağlar. Sanat, insan beyninin en yüksek fonksiyonlarından biridir.
Bir amacımız varsa ve bu amaç evrensel bir nitelik taşıyorsa en zor koşullarda bile bir çıkış yolu bulabiliriz. Bu amaç bizi yaşamın kaynağına yaklaştırır. Bu amaç kişi, nesne, inanç, olay, siyasi görüş olabileceği gibi, kişinin yaratıcılığını ortaya koyan bir sanat dalı olabilir.
Bir sanat dalı ile uğraşan kişide bedensel ve ruhsal denge sağlıklı bir şekilde kurulur. Kişi, günlük yaşam sorunlarından, hastalığın getirdiği sıkıntı, kaygı ve kısıtlamalardan uzaklaşır, değişik nesneler, kişiler ve canlılarla bağlantı kurar, doğayı, evreni, insanları benimser, çevresindeki canlı- cansız tüm varlıklarla arasında duygusal bir bağlantı kurar. Yaşamında her şeyin bir yeri, önemi ve anlamı olur, özsaygısı artar, topluma karışır, kendini, varlığını ortaya koyar.
Ali, içinde yaşattığı "Ali" kimliği ve bedeninden elinde kalanları ustaca birleştirip kimi zaman deklanşöre basıyor, kimi zaman enstantane ve kadraj belirleyip deklanşöre başkasının basmasını işaret ediyor. Ali, fotoğraf sanatı ile "ben varım, buradayım, görüyorum, gözlüyorum, hissediyorum, kendimi, yaşamı, evreni seviyorum, düşünüyorum, anı yaşıyorum ve tadını çıkarıyorum ve paylaşıyorum" diyor. "Birey olarak farklıyım ama içinizden biriyim, sizden biriyim" mesajını veriyor.
40 yıllık fotoğraf ustası Tahir Ün ve bir "ALS ile yaşam" ustası Ali Var birlikte, yeni bakış açılarıyla şimdiki zamanı anlıyor ve hepimize anlatıyorlar.
İnanıyorum ki, sağ yarıküremizin o içsel huzur devrelerini çalıştırmayı ne kadar çok seçersek, dış dünyaya da o kadar çok huzur ve barış yansıtacağız ve gezegenimiz çok daha huzurlu bir yer olacak.
Dr. Jill Bolte Taylor, Nöroanatomist
Dr. Alper Kaya
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder