This file is made available under the
Creative Commons CC0 1.0 Universal Public Domain Dedication.
ALS’nin yalnızca kasları ve
hareketleri etkilediği düşüncesi, uzun yıllar boyunca yaygın bir anlayıştı.
Oysa son yıllarda yapılan araştırmalar, bazı ALS hastalarında zihinsel ve
davranışsal değişimlerin de görülebildiğini ortaya koyuyor. Bu değişimler genellikle
hafif düzeyde olsa da, bazı kişilerde daha belirgin hale gelebiliyor.
Her ALS hastasında olmasa da, neredeyse her iki kişiden birinde
planlama, karar verme ya da günlük alışkanlıklarda ince değişiklikler
gözlemlenebiliyor. Bu değişiklikler bazen dışarıdan kolay fark edilmez; ama
yakın çevre, kişinin eskisinden farklı davrandığını hissedebilir. Örneğin daha
çabuk sinirlenme, içine kapanma ya da dikkatin dağılması gibi durumlar
yaşanabilir.
Daha az sayıda kişide ise bu değişiklikler frontotemporal
demans (FTD) adı verilen bir rahatsızlığın parçası olabilir. FTD,
Alzheimer gibi hafızayı doğrudan etkileyen bir demans türü değildir. Bunun
yerine, davranışlar ve kişilikte değişimlere yol açabilir. Kişi, daha dürtüsel
davranabilir, sosyal ilişkilerinde zorlanabilir ya da kendine özgü
alışkanlıklar geliştirebilir.
Bu değişiklikler genellikle zamanla ilerler ve kişiden kişiye
farklı şekilde seyredebilir. Her belirti, illa ki FTD olduğu anlamına gelmez;
ama fark edildiğinde bir nöroloji uzmanıyla paylaşılması faydalı olabilir.
Peki bu durum neden bazı ALS hastalarında görülürken, bazılarında
görülmez? Bazı araştırmalar, ALS ile FTD arasında genetik bir bağ olduğunu
gösteriyor. Özellikle C9orf72 adlı bir gen varyantı, hem ALS
hem de FTD ile ilişkili olabiliyor. Bu genetik özellik, bazen aynı aile
bireylerinde hem ALS’ye hem FTD’ye neden olabiliyor.
Genetik test yaptırmak, bu konudaki belirsizlikleri azaltabilir.
Ancak böyle bir kararı tek başına vermek zor olabilir. Bu nedenle, bir genetik
danışmanla görüşmek hem bilgi almak hem de kendiniz ve aileniz için en uygun
adımı atmak adına iyi bir başlangıç olabilir.
Her ALS hastası bu tür zihinsel değişiklikler yaşamaz. Ancak
yaşanıyorsa da bunun fark edilmesi, hem hasta hem de yakınları için süreci daha
sağlıklı yürütmek adına kıymetli olabilir. Zihinsel ya da duygusal değişimler
konusunda açık ve anlayışlı bir iletişim kurmak, süreci birlikte göğüslemeyi
kolaylaştırır.
FTD nasıl teşhis edilir?
Ne yazık ki,
frontotemporal demans gözden kaçabilir ve yanlış teşhis edilebilir. FTD'yi
teşhis edebilecek tek bir test yoktur. Bir doktor, bir kişinin FTD'si olup
olmadığını belirlemek için kişinin aile geçmişini, semptomlarını
(belirtileri) ve kapsamlı bir nöropsikolojik değerlendirmenin
sonuçlarını incelemelidir.
Sevdiğiniz kişinin FTD
belirtileri gösterdiğinden şüpheleniyorsanız, hem ALS hem de FTD konusunda
bilgili bir nörologla görüşebilirsiniz.
FTD'si olan bir kişinin
hastalığının ve bunun başkalarını nasıl etkilediğinin farkında olmaması
yaygındır. Bu farkındalık eksikliği inkardan kaynaklanmaz. Beyindeki fiziksel
değişikliklerden kaynaklanır. Sevdiğiniz kişiyi ikna etmeye veya
FTD'si olduğunu açıklamaya çalışmak zor olabilir ve anlaşılmayabilir. Unutmayın
ki bu zorlayıcı yeni davranışlar büyük ihtimalle sevdiğiniz kişinin zorluk
çıkarmaya çalışmasından ya da sizin bir şeyleri yanlış yapmanızdan değil,
beyindeki değişikliklerden kaynaklanmaktadır.
FTD Nasıl Anlaşılır ve Ne Yapılabilir?
Frontotemporal demans (FTD), bazen fark edilmesi zor ve hatta
başka durumlarla karıştırılabilen bir rahatsızlıktır. Çünkü hafızayı doğrudan
etkilemez; daha çok davranış ve kişilik değişiklikleriyle kendini gösterir. Bu
da tanının gecikmesine ya da yanlış anlaşılmasına neden olabilir.
FTD’yi teşhis etmek için tek bir test yoktur. Tanı koymak için doktorlar,
kişinin belirtilerini, aile öyküsünü ve genellikle “nöropsikolojik
değerlendirme” adı verilen kapsamlı bir zihin testinin sonuçlarını birlikte
değerlendirir.
FTD Tedavi Edilebilir mi?
Bugün için FTD’yi tamamen durduran ya da ortadan kaldıran bir
tedavi bulunmuyor. Ancak doğru bir tanı konması, geleceğe dair plan yapmayı,
çevrenizdeki destek kaynaklarını organize etmeyi ve günlük yaşamda bazı
zorlayıcı durumlara hazırlıklı olmayı kolaylaştırabilir.
FTD tanısı almış bir eşle yaşamak
Tanıdığınız kişinin yavaş yavaş değiştiğini
görmek anlamına gelebilir. Bu değişimler sadece davranışlarda değil,
duygularda, iletişimde ve ilişkinin tüm yapısında hissedilir. Eskiden anlayışlı
olan bir eşin öfkeli, içe kapanık ya da ilgisiz hale gelmesi ilk başta kafa
karıştırıcı olabilir. Ancak bu durumun kişinin karakterinden değil, beyninde
meydana gelen bir hastalıktan kaynaklandığını bilmek önemlidir. Hastalık
ilerledikçe eşin sorumlulukları da artar; bir yandan bakım verirken bir yandan
da ilişkide duygusal dengeyi korumaya çalışmak zaman zaman oldukça yorucu
olabilir.
Bu
süreçte kendinizi yalnız hissetmeniz çok doğal
Kimi
günler eşinizle eski bağlarınızı hissettiren anlar yaşanabilir; ancak bunları
belirsizlikler ve duygusal iniş çıkışlar izleyebilir. Şüphecilik, suçlamalar,
ilgisizlik gibi durumlarla karşılaştığınızda sakin kalmak, olayı büyütmeden
geçmek çoğu zaman daha sağlıklı olur. Sosyal çevrenizle bağınızı koparmamaya,
destek almaktan çekinmemeye çalışın. Hem siz hem de eşiniz için bu yolculukta
duygusal destek, bilinçli bilgi ve anlayış en büyük gücünüz olacaktır.
Unutmayın, bu süreçte yalnız değilsiniz. Doğru bilgi, destek ve
anlayışla birlikte, hem sizin hem de sevdiğiniz kişinin yaşam kalitesini
korumak mümkün olabilir….
Dr. Alper Kaya
ALS-MNH Derneği