Yasal Uyarı

Bu site, ALS hastalığı ile ilgili haber ve bilgilendirme sitesidir. Tıbbi tavsiye, teşhis veya tedavi yerine geçmez. Tıbbi bir durumla ilgili sorularınız için her zaman doktorunuzla görüşün. Dr. Alper Kaya

20 Şubat 2021 Cumartesi

NAZOGASTRİK TÜP


Nazogastrik tüp uygulaması sık kullanılan bir uygulamadır ve plastik veya silikon bir kateterin burun deliğinden sokulup yutak ve özefagustan (yemek borusu)  geçirilerek mide içerisine yerleştirmesi işlemidir.

Nazogastrik entübasyon hemşire, ebe ve hekimin sorumluluğunda olan bir uygulamadır. Hem tanı hem tedavi amaçlı yerleştirilen nazogastrik tüpler genellikle drenaj, ilaç uygulama ve beslenme amaçlı uygulanır. Birçok nazogastrik tüp sorunsuz bir şekilde yerleştirilse de entübasyon sırasında en korkulan komplikasyon tüpün trakea–bronşial ağaca yerleşmesidir ve hayati tehlikesi vardır. Hemşireler nazogastrik tüpün güvenli bir şekilde yerleştirilmesi ve tüpü olan hastanın bakımını sağlamak durumundadırlar.

Nazogastrik Tüpün Tarihçesi

Nazogastrik tüpler insanlarda ilk kez beslenme amacıyla kullanılmıştır. Nazogastrik tüpün gastrointestinal yola ilk uygulanması 17. yüzyılda anatomi ve cerrahi profesörü olan Aquapendente tarafından gümüş tüple hastanın beslenmesi için gerçekleştirilmiştir. Gümüş tüple beslemenin spesifik kullanımına ilişkin detaylar bulunmamakla birlikte 1790’da John Hunter bir hastayı yılan balığı derisinden yapılmış, delikli esnek bir tüpü midenin içine yerleştirerek başarıyla beslemiştir. 1884’te Kussmaul tarafından nazogastrik tüp ilk kez dekompresyon için kullanılmıştır. 1921’de Levin gastrik beslenme için esnek ve lastikten yapılmış bugünde kullanılan tek lümenli tüpü geliştirmiştir. Ancak tüpün üretildiği plastik maddenin, yol açtığı problemleri gidermek için tüp önce polietilen, sonra poliviniyl ve silikon en sonda poliüretandan üretilmiştir. 1930’larda Australya’da ve İngiltere’de modern hemşirelik eğitiminde bu konuya yer verilmiş ve nazogastrik tüp 1930’lardan bugüne hızla gelişerek uygulanmaya devam etmiştir.

Nazogastrik Tüp Seçimi

Nazogastrik tüpler küçük çaplı ve büyük çaplı olmak üzere iki çeşittirler. Küçük çaplı tüpler 12 Fr (French gauge)’den küçük olanlar, 12 Fr’nin üzerinde olanlar ise büyük çaplı tüplerdir. Büyük çaplı tüpler genellikle dekompresyon, ilaç uygulama, enteral beslenme, gastrik lavaj ve tanı işlemleri için kullanılırken, küçük çaplı olanlar genellikle enteral beslenme için kullanılmaktadır

Günümüzde NGT’ler polyvinylchloride (PVC) ya da poliüretandan üretilmektedir. Polyvinylchlorid’ten üretilen tüpler genellikle yedi günden daha az sürecek kısa süreli beslenmeler için uygundur. Polyvinylchlorid’ten üretilen tüpler on günden fazla hastada kalırsa, hastada nasal ya da özefajial erozyon gelişebilir çünkü tüpün plastik yapısı mide asidiyle uzun süre temas ettiğinde çözünür, gitgide esnekliğini yitirir, kırılır ya da parçalanabilir. Bunun için PVC tüpleri sık sık değiştirmek gerekir.

Poliüretan tüpler özellikle enteral beslenme için daha uygundur. Bu tüpler nonreaktif bir madde olan, yumuşak ve esnek kalabilen poliüretandan üretilmiştir. Poliüretan tüpler hastada 2 ila 6 hafta arasında kalabilir. Tüpler uzun periyodlarda kullanıldığında hastalarda özofageal ve gastrik erozyonlara sebep olabilirler. Nazogastrik tüpün ölçüsünü ve tipini belirlemede temel prensip amaca en uygun, burun mukozasında daha az travmaya neden olacak en küçük çaplı ve uygun tipte tüpü seçmektir.

https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/195985

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder